Ben sizlere başımdan geçen bir olayı anlatmak ve sitenizde yayınlanması için arkadaşımın mailinden yazıyorum.
25/06/2006 tarihinde Pegasus Havayolları Sabiha Gökçen Havaalanında başımıza gelen olan tabiri caizse pişmiş tavuğun başına gelmemiş bir olaydır. Ben K.K.T.C. de ikamet ediyorum. Eşimin kalp ameliyatı için
İstanbul Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittik.
15/06/06 tarihinde ameliyat oldu. 19/06/06 tarihinde taburcu olması önerildi. Ben K.K.T.C. ne gitmemiz gerektiğini söyleyince Doktorlar eşimin taburcu işlemlerini durdurup 25/06/2006 tarihine kadar bizi hastanede alıkoydular ve bu tarihte refakatçi eşliğinde uçmasında sakınca yoktur diye kurul raporunu alarak hastane ücretini ödedik. Cebimde kalan son 35 YTL ile bir taksi tutup Sabiha Gökçen Havaalanına vardık. Saat 21:00'da kalkacak olan uçak için saat 19:00 da havaalanındaydık. Doktorlar eşimin uçmasında bir sakınca olmadığını yalnız çok uzun süre ayakta kalmamasını tavsiye etmişlerdi. Onaylanmış olan biletlerimizi bagaj teslimi için götürdüğümde görevli bayana hastam olduğunu bu konuda hiç bir yardım talep etmediğimi, ama prosedür gereği kendilere yardımcı olmak amaçlı Bir TC DEVLET HASTANE'sinin, hatta Anadolu yakasının en büyük hastanesinin Doktorlarından oluşan kurul tarafından verilen raporun fotokopisini kendilere verdim. Keşke vermez olaydım. Bizi tam 2 saat bir oraya, bir buraya koşturduktan sonra uçağa alamayacaklarını söylediler. Nedeni ise basitti. Ameliyatlı hastayı Kaptan Pilot uçağa alamazmış. Yahu Elimde uçmasında sakınca yoktur diye Bir değil Koskoca uzman doktorlardan oluşan Heyet (Kurul) raporu var.Olmazmış. Yetkili biriyle görüşmek istedim. Hakan isminde bir bey yetkili imiş. Kaptan pilotla konuşup bizi uçağa aldıracağını söyledi. En doğal hakkınız beyefendi.Uçağa binmek için tüm sorumluluklarınızı yerine getirmişsiniz. Hem raporu getirmişsiniz hem de hastaya iki refakatçi eşlik ediyor. Biletlerinizde onaylı, tamamdır. Ben Kaptan Pilotla bir görüşeyim sizi uçağa bindirelim dedi. Bu arada Serdar veya Serkan isimli oranın Sorumlusu bey geldi. Hakan Bey'e bağırarak uçağa binmememiz gerektiğini yetkili kendinin olduğunu ve bizim uçağa binmemizi istemediğini söyleyerek adamcağızı azarladı. Ben müdahale ettim. Bu arada uçak Yarım saat rötarla havalandı. Eşim orda hasta bir halde, uçak bizi almadan gitti diye ağlıyor. Doktorlar kesinlikle moralini bozmayın, sakın stres oluşturmayın diye bizi sıkı sıkı tembihlemişlerdi. Üstelik cebimde beş kuruş parada yoktu. Hepsini hastaneye yatırmıştım. İstanbul koca şehir. Yol bilmem, iz bilmem. Hasta bir kadınla ve annesiyle beş parasız havaalanında kalakalmıştık. Tekrar gittim görevli bayan arkadaşa yardımcı olmasını rica ettim. Bana bir bağırdı. Neye uğradığımı şaşırdım. Serdar Bey'le görüşmek istedim. Adam bizimle konuşmaya dahi tenezzül etmedi. Bilet parasını istedim. Biletler Lefkoşa'dan alındığı için oradan almamızı söylediler. Bir ara Serdar Beyi yakaladım. Beyefendi ben yolcu olarak tüm yükümlülüklerimi yerine getirdim. Bilet parasını ödedim. Siz bizi uçağa almadınız. Param yok, gidecek yerim yok, mağduriyetimi giderin lütfen, hastamın fazla ayakta durması sakıncalı, bana yardımcı olunuz dedimse de kimseye derdimi anlatamadım. Havaalanı doktorunu çağırdık bu kadın uçabilir dedi. Ayrıca raporu da var. Uçmasında bir sakınca yok. Ama doktoru dinleyen kim. Bu arada yolcu uğurlamak için oraya gelen Üsküdar Anadolu Hastanesi Baştabip Yardımcısı şu an ismini hatırlayamadığım (evde kartı var) beyde olaya tanık olmuş geldi. Bizim hanımı muayene etti. Bu kadının uçakla uçmasında bir sakınca yok dedi. Neyse bizim hanımı bir kenara oturttuk tekrar müşteri temsilcisi bayanın yanına geldik. Yardımcı olunacak ne varsa yapın, yok olmaz. Binin bir servise şehir içine götürsün sizi. Serdar bey öyle talimat verdi. Dayanamadım artık bende sinirlendim. Yanımdaki doktor ve ailesiyle Havaalanındaki polis karakoluna gittik. Polis memuru Mustafa isimli beye derdimizi anlattık. Bizi dışarı çıkarıp Pegasus Havayolu yetkilileri ile bir şeyler konuştular. Daha sonra bize şikayetimizi kabul edemeyeceklerini, bunun bir ticari olay olduğunu söylediler. Ordan da eli boş döndük. Bu arada hanım bayağı bir rahatsızlanmaya başlamış, beni merak etmiş. Tekrar havaalanının içine geldiğimde saat 23:00 olmuştu. Yanımdaki doktor arkadaşla müşteri temsilcisinin yanına tekrar gittik. Doktor yalnızca kendisinin 15 yıldır yurtdışına onlarca hasta gönderdiğini, hem de tek bir doktor raporu ile bunu yaptığını söyledi. ortalık iyice gerilmişti.
Tekrar tartışmaya başladık. bu kez ben, bizi uçurmadıklarına dair bir yazılı evrak istedim. Yetkimiz yok dediler. O zaman yetkili çağırın.
Gelemez işi çok dediler. Tartışma alevlenince çaresiz bana bir yazılı kağıt verdiler. 23:30 olmuştu saat. Ne yapacaktım. Yanımdaki doktor bey eğer dava açarsam şahitlik yapabileceğini söyleyerek bana kartını verdi ve gitti. O sırada Almanya'ya gidecek olan bir gurbetçi vatandaş yardım etmek istedi.
Ben gururuma yediremedim. Eşimin küpesini kendine 150 YTL Karşılığında satmak kaydı ile yardımı kabul ettim ki, o küpeyi ben 265 YTL ye almıştım.
Her neyse; Biz Havaalanından ayrıldığımızda saat 02:40 civarındaydı. Ertesi gün Kıbrıs'a telefon açıp arkadaşlardan 3 adet bilet almalarını, Hastamız ve raporu olduğunu, uçacağımız havayolu şirketine bildirmelerini istedim.
Atatürk Havaalanında KTHY'a ait bir uçakla geri dönüşümüz için bilet alındığı haberi gelince hemen havaalanına gittik. KTHY müşteri temsilciliği olan bilet satış noktasına varışta raporu gösterince, hemen bir tekerlekli sandalye getirdiler. İlaçlarını alıp almadığını, bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sordular. Şaşırmıştım. Bir ilgi, bir alaka sormayın. Biz Ercan havaalanında uçaktan ininceye kadar değil Havaalanından çıkana kadar refakat edip, yardımcı oldular. Daha sonra nemi oldu? Bir arkadaşım vasıtası ile bu olay Kıbrıs gazetesinde yayınlandı. Kıbrıstaki Pegasus Şubesi beni cebimden defalarca arayıp özür diledi ve yazıı olarak kendilerine bir şikayette bulunmamı istediler. Bu arada KTHY müdürüne telefon açıp teşekkürlerimi ilettim. Yazılı şikayette bulunmadım. Daha doğrusu bulunamadım. İşim icabı gidemedim. İnternet aracılığı ile ise Pegasus'un sitesinde şikayet bölümü sayfa hatası veriyor, Pegasus Müşteri hizmetleri Merkezini aradığımda aynı laflar tamam ilgileneceğiz...... Bu olaydan sonra eşimin o gece havaalanındaki yaşadığı stresten ötürü saçları döküldü. Büyük bir yumurta şeklinde başı bembeyaz oldu.
Eşimin ameliyatı nedeniyle borcum yeni bitti. Aybaşında Pegasus Havayollarını Mahkemeye vereceğim. İstedim ki bu olayda sorumlu olan Sabiha Gökçen Havaalanındaki Personelleri kim, nasıl seçiyorsa biraz daha gayret etsin. Sorumluluğunu bilen, konuşması güzel, sinirlerine hakim, güler yüzlü, hoşgörülü insanlar bu ve buna benzer yerlerde olmalıdır. Pegasus bana ve aileme yaptığı bu hatayı nasıl telafi eder bilemem. Yalnız eşime orda bir şey olsaydı veya ölseydi; işte o zaman bunun hesabını kim verecekti, merak etmekteyim. Şimdiden Pegasus en az 80-90 yolcuyu kaybetti. Çünkü üniversite de çalışan mesai arkadaşlarımız durumdan haberdar oldu kimse bu havayolunu tercih etmiyor. Tanıdığım hiç kimseye bu havayolunu tavsiye etmem, elimden geldiğince de engellerim. Geçenlerde Adana'ya gideceğim. Dört kişi KTHY aradım yer yokmuş. Bilet fiyatı da Pegasus'tan pahalıydı. Ancak bir gün sonrasına yer buldum ve K.T.H.Y . ile gittik geldik.