Kars-Ardahan-Iğdır VHO Başkanı Prof. Dr. Yavuz Öztürkler İHA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) tarımdaki üretim ile ilgili rakamları incelediğinde, tahıl ve yem bitkilerinin ciddi bir şekilde azalma eğiliminde olduğunun görüldüğünü söyledi. Bu tablonun tarımsal alanda bir çıkmaz oluşturmanın yanında, hayvancılığa da büyük darbe vuracağını belirten Öztürkler, " TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre, geçen yıl buğday üretimi yüzde 13.9, arpa üretimi yüzde 23.5, mısır üretimi yüzde 7.2
azaldı. Yağlı tohumlar üretimi yüzde 21.4, tütün üretimi yüzde 18.5, şekerpancarı üretimi yüzde 14.1, pamuk üretimi yüzde 10.8 düştü. Toplam tahıl üretimi, önceki yıla göre yüzde 15.5 azalarak 29 milyon 257 bin tona geriledi. Buğday üretiminin 2.8 milyon ton, arpa üretiminin 2.2 milyon ton azaldığı geçen yıl yem ve yağ açısından büyük önem taşıyan mısırda da üretim, yüzde 7.2 düşerek 3.5 milyon tona indi. Hayvancılıkta özellikle yem maliyetleri artmakta ve hayvancılığın cazibeli bir iş kolu olmaktan yavaş
yavaş çıkmasına sebep olmaktadır. Bu durumdan ise bölgemiz Batı bölgelerine göre kat kat fazla etkilenmektedir. Üretmeyen, sürekli tüketen bir yöne doğru gidiyoruz. Üretimde rakamlar geri gittiğinde bu özellikle ülkenin kırsal kesimini acımasızca vurmaktadır. Dünyada artmakta olan küresel gıda krizinin yanında bir de ekonomik kriz ortaya çıktı. Bu şartlarda üretmeye daha çok ihtiyacımız vardır. Bugünlerde daha çok üretmekten başka çaremiz yoktur. Bu rakamların basın toplantımızda söylediklerimizi
desteklemesi bizleri hiç mutlu etmiyor. Bu rakamların ideal bir çizgiye ulaştırılması hepimizin sorunudur. Artan nüfusu aç bırakmamak için bir an önce çareler arayıp bulmalıyız" dedi.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 2008 yılının Mart ayı içerisinde yayınlamış olduğu araştırma sonuçlarına da değinen Öztürkler, " Ekonomi büyüdü, ancak istihdam azaldı ve işyerlerinde kapanma arttı. 2002 yılında yüzde 44.4 olan istihdam oranı, ülke ekonomisinin büyümesine rağmen 2006 yılında yüzde 43.2'ye düşmüş. Bunun da temel nedeni kadın işgücünün giderek iş piyasasından çekilmesi ve tarımda çalışma olanağı bulan kadınların şehirlerde iş bulamaması. Yani göçle birlikte oluşan bir tablo
buna neden olabilir. İstihdamda kayıt dışılık oranı sürekli azalmaktadır. Bu sevindirici bir durum olarak görünmesine rağmen, bunun da nedeni tarımdaki istihdam çöküşü olabilir. Türkiye'de aile işçilerinin payı yüzde 20, AB'de yüzde 1.2. AB'de işgücüne katılmayan oran yüzde 30, ülkemizde yüzde 49'dur. Nerdeyse yüzde 50 fazla. Yılın ilk iki ayında İstanbul'da bin 125, Ankara'da 525, İzmir'de 201 işyeri kapanmıştır. Anadolu'da açılan 4 bin 601 işyerine karşılık 6 bin 405 işyeri kapanmıştır. Toplam nüfusun
önemli bir kısmını oluşturan gençler daha da artacak ve iş isteyecek. Ayrıca rapora göre, 15 yaş altı genç nüfusun ülke nüfusunun önemli bir kısmını neredeyse üçte birini oluşturduğunu görmekteyiz. Bu ilk bakışta bir avantaj gibi görünse de, daha çok kritik bir durum olarak değerlendirilmelidir. Bunlar liseyi bitirdikten sonra üniversiteye girmek isteyecekler, girenler mezun olduktan sonra iş isteyecekler. Giremeyenler de iş isteyecektir kuşkusuz. İşsiz,umutsuz ve mutsuz bir gençlik avantajdan çok,
önemli ve ciddi bir toplumsal sorundur. Yaşamın en dinamik ve en heyecanlı çağında bir gencin enerjisi pozitif olarak değerlendirilemezse bu olumsuz sonuçlar doğurabilir" şeklinde devam etti.

TARIMDA İSTİHDAM AZALDI, KENTLERE GÖÇE DEVAM
Öztürkler, daha sonra şunları söyledi:
" 2002-2004 döneminde çalışanların yüzde 34'ü tarımdayken 2005-2006 döneminde bu oran yüzde 27'ye düşmüştür. Ciddi bir toplumsal değişimle karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Bu durum büyük kentlere göçü tetiklemekte ve varoşlarda çaresiz yığınların oluşmasına neden olmaktadır. Ülkemiz bir tarım ülkesidir. Ancak bir tarım ülkesinin insanları ağır sanayisi olmayan bir ülkede ne yapabilir. Bu bir çelişkidir. Tarımda rakamlar düşüyor."