Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası'nın organize ettiği '2011 Yılının Ekonomi Değerlendirmesi ve 2012 Yılında Ekonomiden Beklentiler' paneli, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın katılımıyla yapıldı. Yılmaz, 2011 yılı ekonomi rakamlarını ve 2012 yılı beklentilerini açıkladı. Yılmaz, Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 9 oranında büyüdüğünü, 2011 yılının ilk 9 ayında ise yüzde 9.6 büyüdüğünü ifade etti. Yılmaz, "Bunu yıllara bölersek yüzde 8.2'lik bir büyüme veriyor bize. Bizim büyümemizin dinamikleri iç talepli bir büyüme. Bu iç talebin de alt bileşenlerine baktığımızda özel kesim tüketim talebi ve özel kesim yatırım talebi ön plana çıkıyor. Dolayısıyla bu büyümenin ortaya çıkardığı cari açık gibi sorunların azaltılabilmesi için yavaşlaması lazım ve özellikle de bir takım düzeltmelerin ekonomimizde olması lazım" diye konuştu.
"HERKES RAKAMLARA GÜVENMEK ZORUNDADIR"
Büyümenin gerçek olup olmadığı konusunda şüpheler olduğuna değinen Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Yılmaz, "Ben 'bu büyüme gerçek miydi' sorusunu çok anlamlı bulmuyorum. Devletin kurumu var, istatistik kurumu, bir yöntem var. O yönteme göre bu ölçülüyor. Yöntemin yanlış olduğunu, iyileştirilmesi gerektiğini tartışabilirsiniz. Ama ortaya çıkan rakamlara herkes güvenmek zorundadır. Bu büyüme istihdam oluşturmadı diyenler var. Bence bu da yanlış. Eylül 2009'dan Eylül 2011'e kadar aşağı yukarı 2.7 milyon yeni iş oluşturuldu. 73 milyon nüfusumuzda 24 milyon çalışan insanımız var ve katılım oranı da yüzde 40'lı seviyelerden yüzde 50'lere artmış durumda. Dolayısıyla milli gelir de 10 bin doların üstünde bir rakama ulaştı ve bu dönemde faiz oranları da hayal edemeyeceğimiz derecede düştü. Dolayısıyla bu büyüme istihdam ortaya çıkardı" dedi.
"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ARAŞTIRMALIYIZ"
Yılmaz, asıl sorulması gereken sorunun bu büyümenin sürdürülüp sürdürülmeyeceği olduğuna değinerek, "Bu büyüme oranını, yüzde 8'li oranları, sürdürmek zor. Peki sürdürülmesi gerekir mi? Cevap herhalde toplumun her ferdi 'evet' der. Dolayısıyla bize düşen görev toplum olarak uzun vadede sürdürülebilirliğin yollarını, araştırmak, bulmak zorundayız. Burada dikkate almamız gereken husus şu. Bugün ekonomimizin potansiyel büyüme hızı nedir? Önce onu tespit etmemiz lazım. Potansiyel büyüme hızından kastım şu:
Ekonominin bugünkü iş gücü eğitimliliği, sermaye birikimi, sermaye verimliliği ve diğer alanlardaki veriler dikkate alındığında biz gerçekten sorun oluşturmadan, işsizliği arttırmadan, enflasyonu yükseltmeden ne oranda büyüyebiliriz. Bu oran herhalde 5-6 olabilir. Dolayısıyla şu andaki büyüme oranı bizim potansiyel büyümemizin nerdeyse iki katı. Sürdürülemez olduğu şuradan ortaya çıkıyor. Bu bize cari açık olarak yansıyor. Karşımıza çıkan en önemli sorun da cari açık. Ama biz bunun sürdürülmesinin yollarını
araştırmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"YÜZDE 4'LÜK BÜYÜME BAŞARILABİLİR"
Yılmaz, 2012 yılıyla ilgili bir senaryo hazırladığını belirterek, şöyle devam etti:
"Avrupa batmıyor, avro dağılmıyor. İkincisi resesyon yok. Ama büyüme İMF ve OECD'nin tahmin ettiği gibi sıfır veya sıfıra yakın. Türkiye ekonomisi yumuşak iniş yapıyor ve sıkı maliye politikası devam ediyor. Bu çerçevede orta vadede programlarda öngörülen yüzde 4'lük büyüme bence başarılabilir gibi görünüyor. Tabi bazı kurumların tahminleri çok daha düşüktü. Bu farklılıkların nedenlerinin başında dış ticaret kanalı var. Eğer Avrupa'da ekonomi büyümez ise biz oralara mal satamayız; dolayısıyla da bu mal ve hizmetleri satan şirketlerde de bir takım küçülmeler ortaya çıkabilir."
"EKONOMİK BAŞARI KRİZLER SAYESİNDE"
Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı krizi olumlu bir kriz olarak nitelendiren Yılmaz, "Geçmişteki krizler son bulmuştur, harplerin son bulduğu gibi. Ama arkasında çile çekmiş, acı çekmiş bir nesil bırakacak. Bugün bize düşen görev, 'buraya niçin geldik ve buradan en az hasarla nasıl çıkarabiliriz' sorusunun sorulması gerekiyor. Krizler her zaman yıkımla sonuçlanmaz. Yıkımla sonuçlanan krizler olduğu gibi olumlu sonuç veren krizler de vardır. Bugün 2001 krizimiz, olumlu bir kriz. Bu kriz bize yol aldırdı.
Bugün geldiğimiz noktadaki başarı da o krizden aldığımız yola bağlı. Bizim krizimiz 8-9 ay sürdü. Dibi gördük ve sonra çıktık. O dönemde bir tane hasta vardı. O bizdik. Dünyanın geri kalan kısmı sağlıklıydı. Ekonomimizi toparladık, ihracat yapmaya başladık ama bugün dünyanın önemli kısmı hasta. Herkes ihracatla toparlanma peşinde. Nereye ihracat yapacağız. Aya mı ihracat yapacağız. Bu ülkelerin içinde bulundukları durumdan çıkabilmeleri için büyümeleri şart. Yunanistan iki yıldır büyüyemiyor" dedi.
Dünya Gazetesi Ekonomi yazarı Rüştü Bozkurt'un moderatörlüğü yaptığı panelin son kısmında soruları yanıtlandıran Durmuş Yılmaz'a ve Bozkurt'a çiçek ile İznik çinisi hediye edildi.
Programın ardından katılımcılar, Ticaret ve Sanayi Odası'nın düzenlediği panele katıldı.
ZİYARET VE İNCELEMELERDE BULUNDU
Yılmaz panel öncesinde Orhangazi'de bazı sanayi kuruluşlarını da ziyaret etti. Yılmaz, Orhangazi'nin önde sanayi kuruluşlarından olan Ormo AŞ ve Componenta fabrikalarını gezdi, buralarda incelemelerde bulundu. Orhangazi Kaymakamı Mustafa Selman Yurdaer, Orhangazi TSO Ylürdürülebilirliğin yollarönetim Kurulu Başkanı Ergün Efendioğlu, Meclis Başkanı Bekir Aydın, panelin moderatörlüğünü yapan Dünya Gazetesi ekonomi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, oda yönetim kurulu üyeleri ve sanayicilerle birlikte önce Ormo'yu
ziyaret eden Durmuş Yılmaz, fabrikada incelemelerde bulundu.
Ormo AŞ'de Ahmet Aydın Akyol tarafından Durmuş Yılmaz'a bir sunum yapılırken, fabrikanın tarihçesi, çevreye verdiği önem ve yapılan sosyal sorumluluk projeleri anlatıldı. Ormo'daki sunumun ardından Durmuş Yılmaz, beraberindekilerle birlikte fabrikanın üretim sahasını gezdi.
Ormo fabrikasından sonra Componenta fabrikasına geçen Durmuş Yılmaz'a, burada Fabrika Genel Müdürü Hakan Görtay tarafından bir sunum gerçekleştirildi. Fabrikanın tüm üst düzey yöneticilerinin de hazır bulunduğu sunumun ardından ise fabrikadaki üretim hatları gezildi. Üretim hatlarında hattane ve döküm alanlarını inceleyen Durmuş Yılmaz'a Hakan Görtay eşlik etti.
Geziler sonrasında açıklama yapan Yılmaz, Türkiye için sanayinin ve üretimin öneminin çok büyük olduğunu belirterek, Orhangazi'deki sanayi kuruluşlarını yakından inceleme şansı bulduğu için sevinçli olduğunu dile getirdi. İlçenin sanayisinin oldukça gelişmiş olduğuna vurgu yapan Yılmaz, sanayinin lokomotifi olan Bursa'nın, yine otomotiv yan sanayinin gelişmiş ilçesi Orhangazi'nin ülke ekonomisine de büyük katkı sağladığına vurgu yaptı.
MUSA ÖZTÜRK-İHA