Açılamada Yargıtay kararının, kredi kartı ücretlerinin yasal dayanağının bulunmadığı ve kart hamillerinin son 10 yılda ödedikleri kart ücretlerini bankalardan geri talep edebileceklerine imkan verildiği şeklinde yorumlanmasının söz konusu olmadığı ifade edildi.

Açıklamada, "Son günlerde basın ve yayın organlarında, kredi kartlarına ilişkin olarak Resmi Gazete'nin 06.12.2011 tarih ve 28134 sayılı nüshasında yayımlanan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 18.07.2011 tarih ve 2011/4736 E., 2011/11579 K. sayılı kararına atıfta bulunularak, kredi kartı ücretlerinin 10 yıl geriye dönük olarak alınabileceği yönünde haber ve yorumlar yer almaktadır. Bu çerçevede, bazı müşterilerin ödedikleri kredi kartı ücretlerinin kendilerine iadesi için bankalara başvurdukları gözlemlenmektedir.Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin kredi kartı ücretlerine ilişkin yerleşik kararlarında, bankaların gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını isteme hakkına sahip oldukları, kredi kartı hizmetinin bankalar için riskinin yanı sıra bir maliyetinin de bulunduğu, bankaların bu maliyeti sözleşme ile kredi kartı kullanıcılarına yansıtmasının doğal olduğu, bankaların 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu hükümleri gereğince belirledikleri bir ücreti kart kullanıcılarından talep edebilecekleri öngörülmektedir.

Basın ve yayın organlarında yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz yolu ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne giden dosya ile ilgili anılan Yargıtay kararının incelenmesinden, Tüketici Mahkemesi kararının, sözleşme ilişkisi varken ve Borçlar Kanunu'ndaki 10 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınması gerekirken, sebepsiz zenginleşmedeki 1 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması nedeniyle bozulduğu anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında davacı banka esasa ilişkin savunmalarından önce usul açısından zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkeme tarafından da esasa girilmeden, zaman aşımı süresi gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bozma kararında da esasa girilmediği için kart üyelik ücretinin alınıp alınmaması hususu tartışılmamıştır. Kredi kartı sözleşmesi imzalanmış olması nedeniyle Borçlar Kanunu'nun 125'inci maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması, müşterilerin bankalara karşı olan kredi kartı borçlarını hiçbir şekilde etkilememekte, buna karşılık bankalara kredi kartı hamillerinden kredi kartı üyelik ücretini 10 yıllık süre içinde talep edebilmelerine imkan vermektedir.

Sonuç olarak; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 18.07.2011 tarih ve 2011/4736 E., 2011/11579 K. sayılı kararının, kredi kartı ücretlerinin yasal dayanağının bulunmadığı ve kart hamillerinin son 10 yılda ödedikleri kart ücretlerini bankalardan geri talep edebileceklerine imkan verildiği şeklinde yorumlanması söz konusu değildir. Kredi kartı ücretlerinin yasal dayanaklarına ilişkin olarak, Birliğimizin 22.07.2008 ve 05.02.2007 tarihli kamuoyu duyurularının da hatırlatılmasında yarar görülmektedir" ifadelerine yer verdi.