Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye'de trafik kazaları nedeniyle binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini ve sakat kaldığını ayrıca milyarlarca liralık maddi kayıplar meydana geldiğini belirterek, kazaların önüne küçük yaşlarda verilen eğitimlerle geçilebileceğini vurguladı.
Karaman İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Türkiye'de trafik ile ilgili bir ilk olma özelliğini taşıyan "Selim ve Arkadaşları Trafikte" çizgi animasyon filminin galasına katılmak ve bazı ziyaretlerde bulunmak amacıyla memleketi Karaman'a gelen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, filmin gösteriminin yapıldığı Piri Reis Kültür Merkezi'nde yaptığı konuşmada, "Trafik modern dünyanın çok önemli olgularından ve gerçeklerinden birisi. Geleneksel tarım toplumunda trafik diye bir sorun yoktu. Sanayi ve
bilişim toplumunda giderek artarak ortaya çıkan bir olgu. Bu olgu kendisiyle beraberinde bir kültür gerektiriyor. Bilinçli, farkında oluş gerektiriyor. Eğer konuyla alakalı bir kültür ve farkında oluş yoksa onun sorunlarını yaşamak topluma ne kadar zarar verir, isterseniz kısa bir mukayese yapalım Bütün şartları aynı olan bir toplum düşünün. Ama birinde trafik şuuru ve farkında oluş var. Diğerinde yok. Bakın aradaki fark ne olacak. Trafik bilinci olmayan, trafik kültürü gelişmemiş bir ülkede çok sayıda
trafik kazası olacak. Bu trafik kazasının bizatihi kendinden kaynaklanan hem beşeri, hem maddi ne kadar büyük sorun ortaya çıkabilir tahmin edin şimdi. Bir can kaybı olacak. 1 ila 15 yaş arasındaki çocuklarımızın trafik kazalarında hayatlarını kaybetme oranı dünyadaki trafik kazalarıyla mukayese edildiğinde en fazla kaza olan ülkelerden birisiyiz. İkincisi yaralılar. Pek çok insan yaralanacak ve hatta önemli kısmı engelli hale gelecek. 10 yıl üst üste bu iki ülkeyi mukayese edecek olursanız 10 yılın sonunda
trafik kültürü olmayan ülke diğer her şeyi aynı olduğu halde inanılmaz derecede yüksek maliyetler sebebiyle geri kalacaktır. Bizim çok güçlü bir şekilde trafik kültürünü geliştirmeye ve insanlarımızı bu konuda bilinçlendirmeye ihtiyacımız var. Bunun temelinde sevgi, saygı, insanlar arası iletişim ve kurallara uyma gibi çok temel insani ve kültürel değerler yatıyor. Biz toplum olarak maalesef belki geleneksel bir toplum özelliği taşıyor olmamızdan, biraz eğitimimizin yetersizliğinden, biraz demokrasimizin
henüz çok gelişmemiş olmasından dolayı pek çok faktöre bağlayabilirsiniz ama otoriter karakterde bir toplumuz. Otoriter karakterli insanlardan oluşuyoruz. Dolayısıyla çoğu kez kendimizin haklı olduğu, doğru düşündüğü şekilde başkalarının uyması gerektiği gibi algılara sahibiz. Aslında teorinin kaynağında da bu yatıyor. Biz insanları sevmeyi öğrenmezsek, başkalarına saygı göstermeyi öğrenemezsek, konuşmayı ve bir sorunu konuşarak çözmeyi eğer öğrenemezsek, hele hele kurallara uymayı öğrenemezsek trafik
bilincini ve kültürünü de geliştirme şansına sahip değiliz. Trafik kazalarının çok büyük bölümü beşeri hatalardan dolayı ortaya çıkıyor. Kendi haklarınızı koruduğunuz kadar başkalarının haklarını da koruyup sahiplenmek durumundayız. Ancak o zaman modern bir topluma kavuşmuş oluruz. O nedenle bizim başkalarına kurallara uyun deme hakkımız yok. İlk önce kendinizin kurallara uymaya hakkı var. Çünkü trafik insanlara hak ve sorumluluklarından oluşan bir kurallar dizisi ortaya koyar. Bu kurallar dizisi bizi
gelişmişliğimizi belirleyecek bir sonuç doğurur. Bu da eğitimden geçer. Başka ülkelerde bir örneği var mıdır bilmiyorum ama biz kanunla trafik kurallarını öğretmeyi öngören bir toplumuz. Bu kadar kaza niçin oluyor diye baktığımız zaman anlamak da zor. Çünkü Karayolları kanununda trafik kurallarını öğreten ders konulacağına dair bir hüküm var. Biz de, 1 ve 3. sınıflar arasında daha hayat bilgisi derslerinde trafik kurallarıyla ilgili bilgi veriyorlar 4 ve 5. sınıflarda doğrudan doğruya trafik dersi
veriyoruz okullarımızda. Maksadımız daha çocuklarımıza küçükten trafik kurallarını öğretmeye çalışmak ve onları kültür sahibi nesiller olarak yetiştirmek için uğraşıyoruz. Tabi doğrusunu söylemek gerekirse içinde bulunduğumuz duruma baktığımızda yoğun bir çaba sarfetme ihtiyacımız var. Bu tip çalışmalar bu sürece ciddi bir katkı sağlayacak. Ben Emniyet Müdürlüğümüze, sponsor firmamıza ve katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Çizgi animasyon filmin galasına Karaman Valisi Süleyman Kahraman, AK Parti Karaman Milletvekilleri Lütfi Elvan, Mevlüt Akgün, Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Kemal Çokdinç, İl Emniyet Müdürü Lütfü Sönmez, Milli Eğitim Müdürü Bekir Aksoy ile daire müdürleri ve davetliler katıldı. Yapılan konuşmaların ardından animasyon filmin yapımını gerçekleştiren Karaman İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü Asilkan Öztürk ile projeye maddi destek veren Şimşek Bisküvi
Genel Müdürü Erol Şimşek'e Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından plaket verildi. Çizgi animasyon filmi izledikten sonra basın mensuplarının filmi nasıl bulduğu sorusuna Bakan Dinçer, çok başarılı ve öğretici bulduğunu bu ve buna benzer yapımların artarak devam etmesi gerektiğini belirterek emeği geçenlere bir kez daha teşekkür etti. Piri Reis Kültür Merkezi'ndeki programın ardından Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, mezun olduğu Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesine geçerek burada Fatih projesi kapsamında
tablet bilgisayar dağıtılan sınıfları gezerek verilen dersi dinleyerek öğrencilerle sohbet etti. Dinçer aynı okulun başka bir sınıfında da öğrencilere tablet bilgisayar dağıttıktan sonra Öğretmenler Odasına geçerek öğretmenlerle bir süre sohbet etti. Burada Bakan Dinçer'e İmam Hatip Lisesinden mezun olduğu döneme ait diploması hediye edildi. Milli Eğitim Bakanı Dinçer ve beraberindekiler daha sonra Anafartalar İlköğretim Okulu'na geçerek sınıfları gezip öğrencilerle sohbet ettiler. Bakan Dinçer'e yine
burada mezun olduğu döneme ait ilkokul diploması Milli Eğitim Müdürü Bekir Aksoy tarafından verildi.