“Sorunlara Sistemik Çözümler” programında konuşan Muhammed Taha Gergerlioğlu “Tarikatlar İnönü devrinde patladı” dedi.

Oksimoron TV’de gerçekleştirdiği “Sorunlara Sistemik Çözümler?” programında Türkiye’nin toplumsal konularına stratejik çözümler öneren USPUM (Ulusal Stratejiler ve Politikalar Üretme Merkezi) Genel Başkanı Muhammed Taha Gergerlioğlu tarikatlar konusunu ele aldı. Tarikatların tarihsel sürecini ve günümüzdeki karşılığını anlatan Gergerlioğlu şunları söyledi:

Tarikatları devlet kaldırıyor ama toplum kaldırmıyor

Tarikatlar sosyal içerikli, sosyal eylemli kurumlar. Bize mal olmuş bir kurum. Tarikat gerçeğinde, normalde ticaret yok siyaset yok ama mürşidin veya pirin müritleri artınca siyasete bir baskı unsuru olmaya başlıyor veya ticarete yön vermeye başlıyor. Mustafa Kemal 2. Mahmud’un bir ocak için yapmış olduğunu tüm ocaklar için yapıyor. Padişahtan örnek alıyor yeni bir hareket değil. Cumhuriyet döneminde 1925 yılında bu ocaklar devlet kararı ile kaldırılınca ve kapatılınca aslında bunu toplum kaldırmıyor toplum bunu yaşatmaya devam ediyor.

Bugün toplumun bir kısımı tarikatları bilmediği için yabancı bir şey zannediyor

Şeriat devleti temsil ediyor tarikat de halkın davranışını ona tabi oluşunu temsil ediyor. Şeriat kuranı temsil ediyor tarikat peygamberi temsil ediyor. Peygamberin davranışını taklit ediyorsunuz. Mevcut şu anda şeriat olmadığına göre, yani şeraitin olmadığı yerde tarikat zaten bu işin gerçek uygulayıcıları şeriatin olmadığı yerde tarikatı uygulamak (teberrüken ) olmamasından daha iyidir tarzında benimseyip veriyorlar ülke bazındaki ehliyetli liyakatli bu tür ocaklarda bu var. Tabi bunu siyasete veya ticarete veyahut ahlak dışı davranışlara temayül ettiren o tarafa çeken bir takım istismarcılarda var bu istismarcılar için bu denetim kapısı yok ve istedikleri gibi davranıyorlar. Toplum da İslam’ı akademik üniversal hakiki şekilde bilmediği için bunları hakiki bir şey zannediyor.

İlkokullarda anlatmak lazım

Topluluklara bunu benim kanımca okullarda ilkokullarda ortaokullarda gerçek bir şekilde anlatmak lazım. Bunlar birer sivil toplum kuruluşları gibi olabilir ama sivil toplum kuruluşları denetimi nasıl dernekler vakıflar vs. onların eylemleri yapıtlıkları faaliyetler raporlar bunlar olabilir denetlenebilir denetleyen neresi olacaktır bu sualler gelecektir. Cumhuriyet dönemindeki tarikat olgusu toplumda bitmedi ve var.

Sistem yüzünden Mustafa Kemal’in kaldırması lazımdı

2. Mahmutun aldığı sistemik karar, Mustafa Kemal’in dergah tekke ve tarikatların kökünden kaldırılmasını gerektiriyor zaten. O alınmış içtihat 2. Mahmut döneminde alınmış olan içtihatın sonucunu uyguluyor. O içtihat o gün alınmamış olsa Mustafa Kemal bunu uygulamaz. İşin sistemik gereği kaldırılması lazımdı.

Tarikatlar İnönü devrinde patladı

Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra İnönü’nün gelişi ikinci bir farklı zihniyeti devletin tamamen inancına düşmanmış gibi bir tavrını hissetmiş derinden derine tarikatlardaki olgu daha da ciddi bir şekilde artmaya başlamış aslında tarikatlar İnönü devrinde derinden derine patlamış ve yayılmış.

Sahte tarikatlar

Şeraitin olmadığı yerde tarikat teberrüken verilir diyor gerçek bu işi yürütenler. Teberrük ne demek yani unutulmasın, hiç olmasa olmamasından daha iyidir böyle verilmesi diye. Şimdi bu çok önemli yani bu gün sistem şeriat sistemi değil klasik bir ekonomik sistem dolayısı ile burada insanlar kendi bu ruhi ihtiyaçlarını karşılayacak bir model arıyorlar. Bu modeli de devlet bulmalı burada yardımcı olmalı nasıl bir teskiye bir nefis terbiyesi ruh terbiyesi nasıl yapılır bunu bulmalı. Yoksa böyle bir ürüne talep olduğu için sahteleri bolca çıkacak bunu istismar edecek hem ticari olarak edecek hem de ahlaki olarak edecek.

‘Devlet dini istemiyor’ algısı

Bizim medeniyetimizde insan üç şeyden müteşekkildir. Beden, nefis ve ruh Batı medeniyetinde beden ve nefisten müteşekkildir. Beden ve nefisten müteşekkil bir medeniyetin ruhla ilgili söylemi yok. Dikkat edin ruh hastalıkları bir tabir yok orada psikolojik hastalıklar diyor. Din işleri bakanlığı diye bir bakanlık mı olabilir? Bunları hep tartışmak lazım. Türkiye’de devlet İnönü döneminden sonra laikliği uygularken dinle bir soğukluk anlamı gibi algıladı öyle yönetti. Toplumun içerisinde bir kesim sanki devlet dini istemiyor dinden uzaklaştırıyor diye bir algıyla olgu içerisinde kaldı. Böyle olunca bu tarikatların içeride güçlenmesi ve devlete talip olması sistemi oluştu.

Devleti şimdi yönetenler tarikatları anladı

Şu anda devlet bunu anladı ve çözdü cemaatlerden bu talebi devlet kendi merkezine çekti yani bundan sonra cemaatler ve tarikatlar öyle geçtiğimiz gibi büyümezler çünkü artık topluluk kendisine bir dinin dışına itilme baskısı hissetmiyor. Üniversitelerin bilim ve ilim üretmesi gerekiyor. Üniversitelerin o bilim ve ilimi de teknolojiye çevirmesi lazım. Bunun için de sistemik büyük yapının sistem aklının kurulması lazım yoksa üniversitelerimizin hali ortada. Hangisi bilim ve ilim üretebilir halde?