Teknolojide Kadın Derneği Kurucusu Öney: “Dönüşemeyen Şirketlerin Yüzde 40’ı On Yıl İçinde Aramızdan Ayrılıyor”

Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı ve Özgencil Grup iş birliği ile bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilen; Ege Bölgesi’nin, Türkiye’nin ve uluslararası anlamda bölgenin kalkınmasına sunduğu katkıların değerlendirildiği, bölge ekonomisinin gelişim alanlarını konuşulduğu Ege Ekonomik Forumunun ikinci günü başladı. Etkinliğin ikinci günü ilk oturumunda dijitalleşme ile bütünsel dönüşüm kavramları ve bu kavramların uyumunun katkıları Türkiye penceresinden konuşuldu.

İzmir Ticaret Odası ana sponsorluğunda 1 Aralık Salı günü saat 10:00’da gerçekleşen “Dijitalleşme ile Bütünsel Dönüşüm” başlıklı sabah oturumunun açılışını TOBB Yönetim Kurulu Üyesi & İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener gerçekleştirdi.

Açılış konuşması ardından Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz’un moderatörlüğünde düzenlenen oturuma; Türk Telekom Yönetim Kurulu Üyesi & Forum İstanbul Enstitüsü Başkanı Aclan Acar, Fütüristler Derneği Başkanı Dr. Mustafa Aykut, Philip Morris Sabancı Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren, Teknolojide Kadın Derneği Kurucusu & Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney ile TTGV Yönetim Kurulu Başkanı – Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Ultav konuşmacı olarak katıldı.

Oturuma katılan konuşmacılar tarafından “Pandemi Sürecinde Dijitalleşme ve Pandemi Sonrası Dönemde Kurumların Dijitalleşme Süreçlerine Dahil Olmasının Önemi”, “Değişen Yaşam Biçimi ile “Geleceğe Hazırlanmak Değil, Geleceği Tasarlamak”, “Yazılım, E-ticaret, Oyun, Online Ödeme, Online Eğitim, Dijital Sağlık gibi Endüstrilerde Artan Satın alma - Birleşme Eğilimleri Neyi İşaret Ediyor?”, “Geleceğin Mesleklerinde İnovasyonun Yeri”, “İnovasyon Farkındalığının Sağlanması”, “Pandemide Üretim İnovasyonu ve Ekonomiye Etkisi”, “Kriz Döneminde İnovasyon, Zorluklar ve Çözüm Yolları ile Pandemi İnovasyonlarının Sürdürülebilir Hale Getirilmesi”, “Açık İnovasyon Karşılaştırması: Normal Dönem vs. Kriz Dönemi” gibi konular tartışıldı.

Dijital Dönüşümün Bir Diğer Yansıması: Maliyet Etkinliği

Oturum öncesi açılış konuşmasını gerçekleştiren Mahmut Özgener, dönüşüm sürecinde pandeminin tetikleyici etkisine ve kurumlara mali faydalarına değinirken, içinde bulunduğumuz dönemde dijital olgunluğu yüksek şirketlerin zirveye taşındığını paylaştı:

“Dijital dönüşüm sadece müşteri taleplerini karşılamakla sınırlı kalmadı. Aynı zamanda uzaktan çalışmayı arttırdı ve maliyetleri düşürdü. Fiziksel etkileşimi azaltmayı hedefleyen geçiş, dijital dönüşümü bir maliyet etkinliği olarak kullanmanın da yolunu açtı.”

Dijital dönüşümde nesnelerin üreteceği verinin de çok kıymetli olacağını hatırlatan Özgener, verileri en iyi yorumlayanların öne geçeceği bir geleceğin hepimizi beklediğini paylaştı. Özgener, şöyle devam etti: “Büyüklüğü yaklaşık 200 milyar doları aşan bir endüstri haline gelen nesnelerin interneti, her sektörün ilerlemesi için veri üretecek. Yavaşlayan küreselleşme yeni teknoloji ile yeniden hızlandırılacaktır. Yanı sıra 5G’de bildiğiniz gibi çok kritik. 2020 yılı içerisinde sadece 5G için 60 milyar dolar harcandı.”

Günümüzde insanların en az dörtte birinin çevrimiçi olarak yaşadığını belirten Özgener, dünyanın çok hızlı değiştiği ve dijital dönüşümün çok hızlı yaşandığı hissine rağmen bu tempoya ayak uydurulması halinde ekonomide verimlilik ve karlılığın hızla artacağını paylaştı.

Pandemi ile 7 Milyon Yeni İnternet Kullanıcısı

Özgener’in açılış konuşması ardından Ege Ekonomik Forumu’nun ikinci gün ilk oturumuna geçilirken, moderatör Şeref Oğuz, dijitalleşme ile bütünsel dönüşüm kelimelerinin önemine ve tamamlayıcılığına dikkat çekti.

Türkiye’nin 1986 yılında eski Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın İstanbul’da Dolapdere’de kurduğu sayısal santral ile adım attığını hatırlatan Oğuz, o dönem dijitalleşmenin bütünsel olmaması nedeniyle şirketlerin uçtuğunu ancak Türkiye’nin uçamadığını paylaştı.

Ardından söz alan Türk Telekom Yönetim Kurulu Üyesi ve Forum İstanbul Enstitüsü Başkanı Aclan Acar dönüşüm sürecinde bir başka önemli konuya dikkat çekerek, üç ayaklı sürecin altını çizdi: 1. Üretilen ürün ya da hizmetin nasıl ulaştırılacağı, müşterilerin hizmet ya da beklentilerine nasıl yanıt verileceğinin, 2. Dönüşüm ve bütünselliğin teknolojinin yanı sıra ikinci kritik aşamasının iş süreçlerine ve iş akışlarına adaptasyonu süreci, 3. Çalışanların, müşterilerin ve tedarikçilerle birlikte tüm paydaşların bu sürece adapte olması.

Aclan Acar, pandemi öncesi ve sonrası internet kullanımı ile ilgili bir artış olduğunu belirtirken, “Pandemi öncesinde internet ile herhangi bir ilgisi olmayan 7 milyon insan, pandemi ile birlikte internet dünyasnın bir parçası haline geldi, interneti kullanmaya başladı” dedi.

Dijitalleşme ile Değer Katan Fırsatlar Yakalanacak

Panelin ikinci konuşmacısı olarak söz alan Fütüristler Derneği Başkanı Dr. Mustafa Aykut, dönüşümün hayatlarımızı nasıl etkileyeceğine vurgu yaptı.

Dijitalleşmenin bütünsel bir dönüşüm olmadan gerçekleşemeyeceğini belirten Aykut, dijitalleşme ile birlikte değer katan fırsatların yakalanmasının çok kıymetli olduğunu altını çizdi. Dijitalleşmenin beş temel konu üzerinden ilerlediğini belirten Aykut bu konuları şöyle sıraladı: a. Mobilleşme, b. Otomasyon, c. Sanallaşma, ç. Akıllanma, d. Küçülme (Nano teknoloji marifeti ile). Aykut, şöyle devam etti:

“Dijitalleştiğimizde neler gelecek? Daha iyi iş akış süreçlerimiz olacak, daha elverişli çalışma ortamlarına sahip olacağız, daha nitelikli ve ucuza ürün ve servisler olacak, çalışma koşullarımız iyileşecek, karar mekanizmalarımız etkinleşecek, daha iyi ve sağlam tedarik zincirleri kurulacak, hızlı ve tam zamanında sahada olabileceğiz.”

Bütünsel Dönüşümde Philip Morris Sabancı Örneği

Ardından söz alan Philip Morris Sabancı Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren ise Philip Morris Sabancı’nın dönüşüm hikayesini paylaştı.

Dijital platformlar sayesinde çok daha paylaşımcı ve katılımcı bir sürece girdiklerini belirten Diren, “Her ne kadar zorluk yaşasak da bu zorluklar içerisinde farklı sektörlerin ve şirketlerin birbirine destek olduğunu gördük. Dijitalleşme dendiğinde soğuk bir kavram akla geliyor. Ancak hayatın ve iş modellerinin içerisinde tam olarak ve iyi uyum sağlayınca, bizi birbirimize daha çok yaklaştıran bir unsur olduğunu tespit ediyoruz” dedi.

Dijitalleşme serüveninin Philip Morris Sabancı için 2016 da başladığını belirten Diren,gerçekleştirdikleri dönüşümün bir ihtiyaçtan değil, geleceği görerek iş modellerini geliştirmek adına atılan bir adım olduğunun altını çizdi. Diren, şöyle devam etti:

“Bizim yaptığımız aslında; normal bir satış operasyonunu daha sonra bir dijital platforma alarak, bakkalın kendi siparişini bu platform üzerinden, doğru stok seviyesine ve tedarik zincirindeki doğru hesaplamasını yaparak, doğru miktardaki malı sipariş edebilmesine imkan veren bir dönüşüm. Bu süreçte start-up’larla da çalıştık. Dile kolay anlattıklarım belki ancak 150 bin bakkal esnaftan bahsediyoruz. Burada bütünsel bir dönüşüm söz konusu. Çünkü paydaşımız olan bakkalların dijital okur-yazarlıkları öne çıkıyor– yani her gün ya da iki günde bir bu platforma girmeleri anlamına geliyor. Bu süreçle birlikte paydaşlarımızın dijital altyapısını da güçlendirdik.”

Dijitalleşme ile Hedeflere Ulaşma 6 Kat Hızlanıyor

Teknolojide Kadın Derneği Kurucusu & Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney özellikle Türkiye’de dönüşümle gelen sürece adaptasyonun bu derece hızlı olacağı düşünülmese de, kurumlar açısından TÜPRAŞ örneği üzerinden ne kadar hızlı ve uyumlu bir süreç yaşandığına paylaştı. TÜPRAŞ’ın saha kesintisiz yürütebilmek ve dijital altyapıdan daha fazla faydalanabilmek adına akıllı baret ürettiğini belirten Öney, böylece çalışan ancak sahayı görmeyen işçilerin birbirleri ile iletişiminin sürekliliğini sağlandığına dikkat çekti. Öney, şöyle devam etti:

“Aslında dijitalleşme bize gösterdi ki, kurumlar hedeflerine, geleneksel iş modelleri yerine dijitalleşerek 6 kat daha fazla yaklaşıyorlar. Mesela pandemi müşteri deneyimi açısından dijitalleşme konusu öne çıktı, bu alanda hemen hemen her şey dijitalleşti. McKinsey’in Aralık 2019’daki araştırması müşteri deneyimindeki dijitalleşmeyi yüzde 36 olarak ortaya koyarken, Haziran 2020’de bu rakamın yüzde 58’e kadar çıktığını tespit etti. İkinci önemli süreç ise veri ve bunun analizi. Bu iki parametreye dayalı stratejiler son derece büyük önem teşkil ediyor, dönüştürücü teknolojiler böyle büyüyor.”

Dijitalleşmenin hiyerarşileri azalttığı, çeviklik ve inovasyonu şirketlerin birinci önceliği haline getirdiğini belirten Öney, dönüşüme uyum sağlayamayan şirketlerin yüzde 40’ının önümüzdeki 10 yılda aramızda olmayacağını ekledi.

Bugün Yaşanan Kırılma Sonrası, Türkiye İçin Fırsatlarla Dolu

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı ve Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Ultav ise tüm dünyanın bugün geldiği noktada bir kırılma olduğunu, Kovid-19 olsa da olmasa da bu kırılmanın yaşanacağını ekledi.

Kırılma sonrası dönemin Türkiye için fırsatlarla dolu olduğuna düşündüğünü belirten Ultav, “Çünkü müthiş bir gençlik geliyor. Ve gençlerimizin şu anki büyük resmi içselleştirmelerinde büyük fayda var. Dünyada değişmeyen şeylerden arasında ilgi, zekâ, empati, cesaret yer alıyor. Bunların dünya üzerindeki çan eğrilerinde çok büyük bir değişme yok. İnsanlar ancak kendi gayretleriyle olumluya bu kavramlarda gelişme sağlayabiliyor. Bilişsel önyargılarda da çok büyük değişim yok. Hayatta kalmanın yolları açısından bugünün şartları ile yarının şartları arasında çok fazla değişiklik yok” diyerek, yaşananları yorumladı.

Girişimcilik açısında Türkiye’nin bulunduğu yerinde çok önemli bir hale geldiğini belirten Ultav, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de bir ölçeklendirme endüstrisi gelişti. Bu alana yönelik dünyada hareket etmeyi bekleyen 17 trilyon dolarlık sermaye için bu önemli bir kriter. Ve bu sermaye gittiği yerde ortak aklı arıyor. İkinci önemli konu ise hücreselleştirme. Bugün birçok firma, çok büyük fabrikalarının dünyanın herhangi bir yerinden gelecek ve kişiselleştirme gerektirecek üretim dinamiklerine nasıl uygun hale getirebileceğini düşünüyor. Türkiye’de ölçeklendiren firmaların esneklikleri, çeviklikleri ve farklı yetenekler kazandırma unsularına bakınca, gençlerin getireceği inovasyon katmanı ile birlikte Türkiye’nin çok iyi bir potansiyele sahip olduğu görülüyor.”

Ultav; inovasyonun para ile fikir arasındaki en hızlı yol olmadığını, teknobilimle en hızlı çözümleri geliştirmenin adının artık inovasyon olduğunu da ekledi.