Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Yakıt fiyatları ve iflaslar

Tanıdığım eski bir havayolu işletmecisi yıllar önce bana "Parası çok olan enayi havacılık işine girer" demişti. Sonra da ekledi; "Havayolu patronu battığını battıktan en erken üç yıl sonra anlar."

"Saçmalıyor" diye düşünmüştüm. Ama şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü bu kadar büyük bir paranın dengesiz bir biçimde hatta kontrolsüz olarak dönmesi altından kalkılası bir matematik değil. Yüzlerce değişken gider kalemi, pariteler, vade farklılıkları, kiralar vs. Sadece anladığım kadarını anlatsam bir cilt yazmam gerek, varın gerisini siz düşünün.

Son birkaç yıldır dünya üzerinde iflas eden havayolu şirketi olmamasına rağmen sadece son iki haftada iflas edenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçti bile. Aloha Airlines, ATA Airlines, Skybus Airlines, Hongkong Oaisis Airlines, Frontier Airlines bunlardan sadece birkaçı. Rynair gibi büyük ve karlı şirketlerin ise kışın zayıf sezonda onlarca uçağını yere indireceğini açıklaması düşündürücü.

Yakıt fiyatları 100 doların bile oldukça üzerindeyken ve gerilemeyecek gibi dururken batan şirket sayısının artması hiç de şaşırtıcı değil. Bundan çok değil dört yıl önce yakıt fiyatları 23-24 dolar seviyesindeyken bile tüm giderlerin yüzde 30'den fazlasını içeriyordu. Şimdi ki maliyetleri hesaplamak oldukça zor.

Yakıt maliyeti yüksek uçak kullanan şirketlerin durumu ise daha da vahim. Ülkemizde de emsallerine oranla daha fazla yakıt harcayan uçakları kullanan özel şirketler var. Şu aralar bu nedenle herkes ayak-yorgan derdinde.

Türkiye'de durum ne olur?

Bu sorunun cevabı sadece benim değil herhalde herkesin kafasını kurcalayan bir sorundur. Havayolu şirketi ne kadar büyükse batması da o kadar kolay olur. Çünkü temel giderleriniz aynen olduğu yerde dururken ve siz şirket olarak depolanabilir bir ürün satmazken uçağınız uçtuğunda boş koltukların muhtemel getirisi de buhar olup uçmuş oluyor. Yani tam anlamıyla gerçekten uçuyor.

Türk Hava Yolları hem oturmuş yolcu potansiyeli hem de devletin sonsuz kasası elinin altındayken sadece büyük rakamlı zararlar görebilir belki. Ama THY'nin bir miktar küçülmenin veya küçülmek-önlem almak dışında batmak yok olmak gibi bir riski hemen hemen hiç bulunmuyor.

Buna karşılık Onur Air, Pegasus, Atlas gibi özellerin amiral şirketlerinde ise duyduğum ve hatta bildiğim kadarıyla herkes şapkasını önüne koymuş kara kara düşünüyor. Maliyetleri yeniden kuruş kuruş aşağıya çekmeye ve kuruş kuruş kar etmeye odaklanmış ticaret departmanları ve üst yönetimlerin tek avantajı ise şu anda yaz sezonuna girilmiş olması.

Dünyadaki global krizin ilk vuracağı sektörlerden birisi her zaman olduğu gibi yine havacılık olacak gibi gözüküyor. Bundan sonra da makul ve ucuza uçabilmek sadece havayollarının eziyetli ve pratikte çok iş yapmayan tanıtım odaklı kampanyalarından şanslıysanız bilet bulabilmenizle mümkün olacak.

Asıl sıkıntı sezon bitip Eylül ayı geldiğinde yaşanacak. Çünkü yazın harcanan yakıt ve üst geçiş bedelleri o tarihte ödenmeye başlayacak ve yolcunun neredeyse bıçak gibi kesildiği tarihler olan bu dönemde herkesi zor günler bekliyor gibi gözüküyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete

YAZARLAR