YENİ BİR TÜRKİYE, YENİ BİR DÖNEM

Başbakanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, iktidara geldiği günden beri, milletimizin sevinçlerini büyütmek için çırpınan AK Parti, Türkiye'mizde baharla birlikte yeni bir dönemi daha başlatıyor inşallah.
30 yıldır süren, sadece Türk'e veya Kürde değil, insan olan herkese büyük acılar yaşatmış bir sorunda, artık yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. Çatışmanın değil konuşmanın, ayrılığın değil diyalogun, kavganın değil barışın öne çıktığı yeni bir dönem. Barışın bazı açılardan savaştan daha zor olduğunu biliyoruz. Ancak çok iyi bildiğimiz bir husus daha var ki; Biz, savaşın acılarındansa barışın zorluklarını tercih ediyoruz.
Elbette terörün sürmesinden, canların yanmasından, ocakların sönmesinden kendilerine çıkar sağlayanlar var. Hala, kanı, şiddeti ve ölümleri kutsayarak eski düzenin ve bildik acıların sürüp gitmesini isteyenler var. Onlar istedikleri kadar "ölüm, savaş ve düşmanlık" deyip kolaya talip olsun. Biz Başbakanımızın dediği gibi, hiçbir siyasi kaygı gütmeden ve her türlü bedeli ödemeyi göze alarak zora talip oluyor; "Yaşatmak, barış ve kardeşlik" diyoruz! Çünkü biz biliyoruz ki, bugün yaşadığımız çözüm sürecini mahkum etmek için ellerinden gelen bütün çabayı gösterenler, zaten bu sorunların müsebbipleridirler.
Biz, AK Parti olarak, kurulduğumuz günden bu yana, kardeşliğin dili olduk. Etnik milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe hayır dedik. Biz kardeşlik deyince Çanakkale'yi hatırladık, Çanakkale'ye koştuk. Bu ülkeyi Türküyle Kürdüyle Kafkaslısıyla Balkanlısıyla Arabıyla Boşnağıyla bize vatan yapanların, Çanakkale'de yan yana sıralanmış mezarlarını hiç aklımızdan çıkarmadık.
İnsanı öldürerek, insanı yok sayarak devleti yaşattığını sananlara inat, Şeyh Edebali ruhuyla "insanı yaşat ki devlet yaşasın" diyoruz. Yılların yanlışlarıyla derinleşmiş ayrımları ortadan kaldıralım, yırtılmış duyguları yamayalım, örselenmiş değerlerimizi tahkim ve takviye edelim diyoruz. Artık geçmişin yanlışlarını gündeme getirmekten çok, aydınlık bir geleceğin inşasına yoğunlaşmak istiyoruz. Sorunlar çözüldükçe "Büyük Türkiye" hedefimize doğru adım adım yürüyoruz.
BU BİR DIŞ POLİTİKA BAŞARISIDIR
İsrail, Mavi Marmara gemisine bulunduğu insanlık dışı bir saldırıdan dolayısı Türkiye'den özür diledi, tazminat vermeyi ve Gazze üzerindeki ambargoyu kaldırmayı kabul etti. Dış İşleri Bakanımızın dediği gibi, Türkiye'nin bütün istekleri yerine getirilmiş oldu. Bu durum İsrail açısından bir ilk. Yaptıklarının yanına kar kalmasına alışmış, yaptığı tüm haksızlıklara ve hukuksuzluklara rağmen lügatinde özür dilemek gibi bir kelime yer almayan İsrail'i bu noktaya getiren şey, hiç kuşkusuz bir dış politika başarısıdır. Takipçilik, dik duruş, haklı davada ısrar ve tutarlı bir çizgi izlemek böyle bir sonuç doğurmuştur.
Böylece Başbakanımızın tarihi "One minute" çıkışıyla başlayan süreçte yeni bir evreye girildi. Bu durum, hem şehitlerimizin aileleri, hem ülkemiz, hem de Filistin halkı için sevindirici olmuştur. AK Parti'yle beraber her alanda müthiş bir başarı çizgisi yakalayan Türkiye, artık dış politikada da çıtayı bir hayli yükseğe çıkarmıştır. Bu vesile ile, Mavi Marmara şehitlerimizi rahmetle anıyor, bundan sonra da her zaman Filisitnli kardeşlerimizle beraber olacağımızı bir kere daha ilan ediyoruz.
Meselenin bir de içe dönük yanı var tabii. Her fırsatta AK Parti'yi suçlayan ve İsrail'in bizim şartlarımızı asla kabul etmeyeceğini, macera peşinde olduğumuzu, hayal gördüğümüzü yazıp çizen bazı çevrelere sormak isteriz: Siz de o atıp tutmalarınızdan dolayı ülkenizden özür dilemeye var mısınız?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete

YAZARLAR