MISIRDA YAŞANANLARIN GÖSTERDİKLERİ

Mısır binlerce yıllık tarihinde ilk kez serbest seçimle kazanan bir Cumhurbaşkanına sahip olmuştu. O sürecin ne kadar zorluklarla yaşandığını biliyoruz.
Seçimi kazanan Müslüman Kardeşler'in gösterdikleri Cumhurbaşkanı adayları, sistem üzerinde vesayetini sürdüren ordu ve yüksek yargı tarafından veto ediliyordu. Nihayet Muhammed Mursi'nin adaylığı kabul edildi ama o da bir yıllık görev süresi ardından birkaç gün önce yapılan bir askeri darbeyle görevden alındı. Kaldı ki Mursi'ye görev yaptığı bir yıl boyunca da kokuşmuş bürokratik vesayetçi güçler tarafından her türlü ahlak ve hukuk dışı engelleme yapılmıştı.
Mısırdaki askeri darbe, adı üzerinde sadece darbedir. Azıcık demokratik hassasiyeti ve onuru olan herkes darbelere sadece karşı çıkar ve lanetler. Ama'sız, kayıtsız ve şartsız. Çünkü darbeler zorbalıktır. Çünkü darbeler sırf "silahım var" diyerek kendini bütün bir millet iradesinin, hukukun ve anayasanın üstünde görmektir. Hiçbir siyasi kusur veya başarısızlık darbeleri meşrulaştıramaz. Hele demokrasi adına darbeyi savunmak, bir insanı sağlığına kavuşturmak için öldürmeye kalkışmakla eşdeğerdir ve o kadar gerçeklikten uzaktır.
Başbakanımızın da gayet veciz şekilde söylediği gibi, ne yazık ki, Mısır'da yaşanan insanlık ve hukuk dışı darbeye karşı, Batı dünyası bir kere daha iki yüzlülük sergilemiş, doğru dürüst bir kınamada bile bulunmayarak, demokrasinin kendileri için sadece hin-i hacette istismar edilecek bir argümandan başka bir şey olmadığını ispat etmiştir.
Mısır'daki darbe karşısında ülkemizde de özellikle bazı CHPlilerin sergilediği tavır, her ne kadar aşina olduğumuz bir tavır olsa da, son derece ibretlik ve hazindir. Mesela CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, "Mısırdaki darbe demokrasinin sadece sandık olmadığının göstergesi..." diyebiliyor. Bir başka CHP'li Gaye Usluer "Seçimle geldik diyenler 3 günde gitti" diye sevindirik oluyor. Yine aynı zihniyete mensup niceleri "Mısır'ın Tayyibi gitti. Mursi başarısızdı, bedelini ödedi" türünden sözlerle Mısırdaki darbeden yola çıkıp Türkiye'ye yol çizmeye çalışıyorlar.
Belli ki darbeleri çok özlemişler. Bu özlemlerini de bugünlerde Mısırla gidermeye çalışıyorlar. Adeta "Darbe olsun da nerede olursa olsun, darbe her yerde güzel" diyen bir anlayış bu. Gerek içerde, gerekse Batıda Mısırdaki darbeye alkış tutanların asıl rahatsız oldukları şeyin ne olduğunu biliyoruz.
Esasen bu çevrelerin sandıktan ve seçimden bu kadar alerji duymalarının nedeni de aynı: İslam dünyasında demokrasi ve özgürlük söz konusu olursa halkın sevgi ve teveccühünün, kendi inanç ve değerlerine bağlı ve yerli bir medeniyet tasavvuruyla donanmış liderlere yöneldiğini biliyor ve görüyorlar. Bu yüzden demokrasi dışı oluşumlara destek verip demokrasiden nasipsiz diktatörleri bile desteklemekte bir sakınca görmüyorlar.
Şu anda Mısır'da halk kendi seçtiği Mursi'ye sahip çıkmak için meydanlarda. Uluslararası alanda itildikleri yalnızlığa ve yaşadıkları can kayıplarına rağmen imrenilecek bir sağduyu ve vakar içinde, hiçbir taşkınlık ve şiddete mahal vermeden, büyük bir olgunlukla darbeye karşı direniyorlar. İnşallah en kısa sürede Mısır'da darbeciler hüsrana uğrar, karışıklıklar sona erip hayat normale döner ve Mısırlı kardeşlerimiz de çok daha büyük acılar çekmezler.
Türkiye, demokrasi konusunda herkese örnek olacak saygın, ilkeli ve ahlaklı bir tutumla Mısır halkının yanındadır, onlarla dayanışma içindedir. El Cezire televizyonuna konuşan Müslüman Kardeşler sözcüsü Dr. Eşref'in şu sözleri her şeyi özetleyerek hem bizim, hem de ülkemizin yüzünü ağartıyor: "Erdoğan'ın açıklamaları bize büyük güç verdi. Bugün dünyada mazlumların yanında yer alan bir lider varsa, o da Erdoğan'dır."

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete

YAZARLAR