Divan Kurulu üyesi olmak için uzatmaları mı oynamak lazım!

Şimdi sizlerle paylaşacağım görüşlerim elbette büyük bir çoğunluğun işine gelmeyeceği gibi, onların keyiflerini kaçırıp canlarını da eminim sıkacaktır. Hatta bana karşı büyük bir tepki ve öfke duymalarına da neden olacaktır!.. Ama ben yine de düşündüklerimi sizlere mümkün olduğunca en hafif anlatım biçimiyle aktaracağım... Bazıları kızmış ya da kızmamış hiç umrumda bile değil...
Konumuz Galatasaray Kulübü Divan Kurulu üyeliği, öncesi ve sonrası yaşanan gelişmeler dahası oluşan durumlardır... Diğer büyük kulüplerde olduğu gibi Galatasaray'da da Divan Kurulu'nun görevi bellidir. Kesinlikle icraatlarda söz sahibi değillerdir, sadece tavsiye niteliğinde görüş belirtirler. Ancak bu durum Galatasaray'da gereğinden fazla abartılıdır... Divan'ın işlevi, pozisyonu, oluşumu aslında bir bakıma formaliteden öteye gitmemekle birlikte, son zamanlarda sayıları yirmi-otuzu geçmeyen kişilerin ellerinde adeta oyuncak durumuna düşmüştür.
Bir de bu Divan Kurulu'na üye olma meselesi vardır ki, hakikaten anlamak mümkün değil... Geçen gün Divan Kurulu üyeliğine kabul edilen kişiler için yapılan töreni izlerken çok şaşırdım. Allah uzun ömürler versin de, üye olanların neredeyse yüzde 75'i uzatmaları oynuyor... Mevcutların belki de yüzde 90'ı uzatmaları da çoktaan bitirmiş!..
Hakikaten çok merak ediyorum böyle bir Divan Kurulu'nun kulübe, yönetimlere ne vermesini bekliyorsunuz... Zaten Galatasaray Kulübü'ne üyelik başlı başına bir sorun iken bu işler nasıl olacak. Önce binbir zorluka kulübe üye olacaksın sonra tam 25 yıl bekleyeceksin (30 yılmış da insafa gelip 5 yıl aşağıya çekmişler) ardından Divan Kurulu'na üye olmaya hak kazanacaksın.
Yani hayatla alış verişin neredeyse tamamen bitmişken, pekçok özelliğini yitirmişken, elinde ki gücün imkanların, heyecanın kaybolmuşken, sözün ve etkin kalmamışken, düşünüp, üretme yeteneğin yok olmuşken, artık evlatların, torunların, çevren tarafından bile çok da fazla önemsenmediğin bir dönemde yani kısacası uzatmaları oynarken Divan Kurulu üyesi olsan ne olur olmasan ne olur.
Şu anda bir arkadaşım var, kendisi kulüp üyesi, son derece faal, istekli, çalışkan ve heyecanlı bir kişi diyor ki "80 yaşında eğer ölmezsem Divan üyesi olacağım" varın gerisini siz düşünün!.. Kardeşim adamı en verimli, istekli, heyecanlı döneminde yapsana divan üyesi... Madem Divan Kurulu şöyle önemli böyle önemli adamlar en üretken dönemlerinde camialarına faydalı olsunlar.. Yok bunlar tam tersini yapıyorlar, koymuşlar ipe sapa gelmeyen katı kuralları insanları mezarda Divan Kurulu üyesi yapacaklar.
Ülkemizde 40 yaşında Cumhurbaşkanı seçilebilirsin ama bu yaşta Galatasaray Kulübü Divan Kurulu üyesi asla olamazsın.. (Belki 3-5 istisna hariç). Nedense Galatasaray'da bu katı kurallar bir türlü değişmiyor... Dünya değişiyor, ülkeler yok oluyor yenileri kuruluyor, olmazlar oluyor ama Galatasaray'da üyelikler, Divan Kurulları, yapıları, işleyişleri asla değişmiyor.. Galatasaray'ı hâlâ kendi oyuncakları gibi görmeye devam ediyorlar..
Galatasaray bir dünya markası oldu, hem de çok büyüdü, ülkemizin en çok taraftarına sahip, sevilen, sayılan, bir kulübü oldu ama kuralcılar hâlâ "LİSE'li-LİSE'ci" ayrımcılığının, saçmalığının peşinden koşup duruyor. Yeter artık ya, kendinize gelin. Galatasaray bir dünya kulübüdür bunun farkına varın. Kırın şu zincirleri, kaldırın engelleri...İnsanların Galatasaray sevgisine, hizmet aşkına; katı, anlamsız, saçma kurallarınızla engel olmayın.. Kulübe üyelik için millete hendek atlatmayın.. Divan Kurulu üyeliği için, insanların uzatmaları oynamasını beklemeyin.
Unutmayın ki, Galatasaray sizlerin elinde bir oyuncak değildir. Gün gelir bunun hesabını verir, pişmanlığını duyarsınız. Elalem 1 milyon üye geyik ve hayalleriye yanıp tutuşurken, Galatasaray sevgisiyle, aşkıyla dolu insanlara artık daha fazla eziyet çektirmeyin.
Kaldırın şu yasakları, saçma sapan kuralları...Galatasaray bir avuç topluluğun koyacağı kurallarla, yasaklarla engellerle yönetilecek bir kulüp değildir..
Son olarakta daha acı bir meseleye değinmek istiyorum: Geriye doğru 15-20 yıl gidin başkan ve yönetimlere bir bakın!..Tamamını toplasanız 150-200 kişiyi geçmez ama ne gariptir ki, hep aynı kişiler..Yıllar geçmiş babalar gitmiş oğullar, kızlar, akrabalar gelmiş. Hanedanlık gibi yani.. Seçenlerde ve de özellikle seçilenler de hep aynı yolun yolcuları.. Değişen bir şey yok..
Peki bu bir avuç ayrıcalıklı topluluk, Galatasaray'ı berbat, anlamsız, yasakçı, paylaşımdan uzak küçük olsun bizim olsun yönetim anlayışlarıyla bugün batırma, iflasın eşiği noktasına getirdiler mi getirdiler.. Hâlâ neden bu kulübün yakasından düşmezler anlamak mümkün değil..
Artık bunlardan Galatasaray'ı kurtarma ve temizleme zamanı gelmiştir.. Eğer mayısta ki, kongrede de yine bunların düzeni devam edecekse, açık ve net söylüyorum Galatasaray bir daha kendine gelemez, batar gider.. Artık bu hanedanlık dönemi bitmeli, Galatasaray 150-200 kişinin elinde oyuncak olmaktan mutlaka kurtarılmalıdır..

Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete

YAZARLAR