Türkiye Cumhuriyeti Kimseye Pabuç Bırakmaz

Hatırlayın lütfen!..
Dış mihraklar ve onların yerli işbirlikçileri; genel seçimleri sekteye uğratmak için ne dolaplar döndürmüştü. Terörü hortlatmak, insanlar arasına fitne sokmak, ekonomik sıkıntı yaratmak için dövize ve borsaya müdahele etmek, kriz bezirganlığı yapmak, devlet yönetimindeki insanlara ve ailelerine yönelik karalama kampanyası başlatmak, insanları dini yönden bölmek bu dolaplardan en önemlileri...
Peki sonra ne oldu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AK Partili yetkililerin soğukkanlı tutumları sayesinde tüm bu oyunlar boşa çıkartıldı. Ve sonuçta halk, yani seçmen; bu haddini bilmezlere gereken cevabı sandıkta verdi. AK Parti ezici bir çoğunlukla seçimlerden galip çıktı. Yani; kaybeden onlar, kazanan Türkiye oldu...
...
Ama...
Pes etmediler.
Seçim sonrasında yeniden harekete geçtiler ve özellikle teröre ciddi anlamda ivme kazandırdılar. Amaç belliydi; ''AK Parti açılım yaptı ve terör bu nedenle palazlandı'' görüntüsü vermek, bu sayede Cumhurbaşkanı'nı ve dolayısıyla hükümeti yıpratmak. Ancak unuttukları bir şey vardı; ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne de hükümetin başı Başbakan Davutoğlu bu konuda da taviz vermeyeceklerdi.
Vermediler de...
Toplumsal barışı sağlamak adına her kesimle görüştüler, vatandaşı kucakladılar ama terörün, dolayısıyla da teröristin kökünü kazımak için düğmeye bastılar.
Bu ortamdan da bir şey çıkaramayacaklarını anlayan dış güçler ve yerli işbirlikçileri paniklemişlerdi. Yeni birşeyler yapmak ve yeni oyunlar tezgahlamak gerekiyordu.
Dünyanın gözbebeği İstanbul hedef olarak seçildi bu kez...
Hedef; turizmi baltalamak, Türkiye'yi güvenli olmayan bir ülke durumuna sokmaktı. Ayasofya'nın tam karşısında; Sultanahmet Camii'nin yan tarafında, turistlerin yoğun olduğuğu bir yerde patlattılar bombayı.
Onbir masum insan ölmüş; yaklaşık 40 kişi de yaralanmıştı...
...
Olay gerçekten çok ses getirdi. Özellikle belli çevrelere hizmet veren yabancı basın ve onların yerli uzantıları, olayı ballandıra ballandıra dünyaya servis etti. Hem de en ufak bir sansür uygulamadan...
Bu bile; Türkiye'nin nasıl bir kıskaca alınmak istediğinin en bariz göstergesiydi.
Ancak her daim unutttukları veya diğer bir deyimle kabullenmekte zorlandıkları bir şey vardı; Türkiye eski Türkiye değildi. En ufak bir olayda kırılan, dağılan ve zorlanan bir Türkiye yoktu karşılarında. Hele hele de; en ufak bir olayda karalar bağlayan ve dış ülkelerden yardım uman yöneticiler yoktu karşılarında...
Nitekim...
Olay sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun tutumları ve açıklamaları olayı tam tersine çevirdi. Ölen masum insanların ülkeleri ile yapılan görüşmeler, alınan tedbirler ve kurulan diyaloglar; terörden/katliamdan medet uman alçakların heveslerini kursaklarında bıraktı. Yani; yine/yeniden yenilgiye uğradılar.
...
Artık şunun kabul edilmesi gerekiyor: Türkiye Cumhuriyeti asla ve asla kimse karşısında boyun eğmeyecek, oyunlara pabuç bırakmayacaktır. Geleceğe umutla bakan, çalışan, üreten, dik duran bir devlet anlayışının hakim olduğu bu ülkeyi, kimsenin yıkamayacağını herkesin anlaması gerekiyor.
Vesselam...

Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete

YAZARLAR