Bu yıl #HerŞeyeRağmen sloganıyla seyircilerin filmleri salonlarda izlediği 8. Boğaziçi Film Festivali’nin ikinci gününde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması filmlerinden “Koku”, “Kumbara” ve “Flaşbellek”in gösterimleri sonrası film ekiplerinin katılımıyla söyleşiler gerçekleşti.
Pandemiye rağmen zengin film seçkisini sinemaseverlerle buluşturmaya devam eden 8. Boğaziçi Film Festivali’nin ikinci günü yılın merakla beklenen yerli filmlerini seyirciyle buluşturdu. Festivalin ikinci gününde Barış Gördağ ve Yasin Çetin’in Koku, Ferit Karol’un Kumbara ve Derviş Zaim’in Flaşbellek filmlerinin Beyoğlu Sineması’ndaki gösterimleri film ekiplerinin katılımıyla gerçekleşti. Film ekipleriyle yapılan söyleşilere yoğun ilgi gösteren seyirciler soru-cevap etkinliğinde filmleri daha yakından tanıma olanağı buldu.
“İlhan’ın Motivasyonu Çocuk Büyütmekten Ziyade İnsan Yetiştirmek”
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan Koku filminin gösterimi dün saat 13.00’da Beyoğlu Sineması’nda gerçekleşti. Barış Gördağ ve Yasin Çetin’in duyma ve konuşma engelli babaannesiyle yaşayan kız çocuğuyla İstanbul’da felsefe öğretmenliği yapan İlhan'ın hikayesini anlattığı filmin gösteriminin ardından, filmin yönetmeni Yasin Çetin ve Barış Gördağ, başrol oyuncusu Nergis Öztürk ve görüntü yönetmeni Kaan Çalışkan seyircilerin karşısına çıktı. Soru cevap bölümünün moderatörlüğünü Boğaziçi Film Festivali Artistik Direktörü Emrah Kılıç yaptı.
Söyleşide ilk olarak filmin yönetmenleri Yasin Çetin ve Barış Gördağ söz alıp ortak çalışmalarından bahsettiler. Filmin üretim sürecinde belirli bir görev dağılımı yapmadıklarını belirten Çetin, her anında birlikte hareket ettiklerini, birbirlerine sorular sorduklarını ve nihai kararı da her seferinde ortak olarak verdiklerini söyledi. Filmin iki buçuk yıllık bir hazırlık süreci olduğunu ifade eden Gördağ ise “Bütün sorunlara olan bakış açımız her seferinde ortaktı” dedi. Filmin başrol oyuncusu Nergis Öztürk de senaryoyu neden kabul ettiğine dair merak edilenleri cevapladı. Filmin senaryosu geldiğinde ilk olarak hikayenin bütünlüğüne baktığını vurgulayan Öztürk, hikayeden etkilendiği için de teklifi kabul ettiğini belirtti. Filmde hayat verdiği İlhan karakterinin özellikleriyle kendisinin gerçek yaşamdaki kişisel özelliklerinin tamamen farklı olduğunu söyleyen Öztürk, “Filmin bir meselesi olduğunu düşündüğüm için bu projenin içinde bulunmak istedim” dedi.
“Filmi ilk olarak İlhan karakterinin üstüne kurmuştuk ama ilerleyen süreçte Zel karakterinin ağırlığını artırarak İlhan ve Zel odaklı bir hikaye ortaya çıkardık. Karakterin dönüşümü noktasında da İlhan’ın motivasyonunu baz aldık. İlhan’ın motivasyonu da bir çocuk sahibi olmak ya da anneliği yüceltmek değil de tam aksine insan var etmek” diyen Barış Gördağ, hikayeyi bu düşünceye göre kurguladıklarını söyledi.
“Kumbara’yı İzleyen Herkes Kendi Hayatından Bir Şeyler Bulabillir”
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan Kumbara filminin gösterimi dün saat 15.30’da Beyoğlu Sineması’nda gerçekleşti. Ferit Karol’un kendi halinde bir aile babası olan Orhan'ın zor günler geçirdiği süreçte ailesiyle arasındaki ilişkiye odaklanan filmin gösteriminin ardından, filmin yönetmeni Ferit Karol, yapımcısı Nefes Polat, oyuncular Murat Kılıç, Onur Gökçek ve Gülçin Kültür Şahin, görüntü yönetmeni Barış Aygen ile sanat yönetmeni Ceyda Yüceer seyircilerin karşısına çıktı. Soru cevap bölümünün moderatörlüğünü Boğaziçi Film Festivali Artistik Direktörü Emrah Kılıç yaptı.
Söyleşide ilk sözü alan filmin yönetmeni Ferit Karol, filmin konusunu kendi hayatından esinlenerek yazdığını belirterek, “Tıpkı filmdeki gibi orta sınıf bir aileye mensubum. O sebeple filmin gerçekçilik yönünün kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Neredeyse sekiz yıldır bu proje üzerinde çalışıyoruz ve ekipteki neredeyse herkes devamlı görüştüğüm yakın arkadaşlarım olduğu için ilk film olmasına rağmen daha rahat hareket ettim.” dedi.
Filmin gelişim aşamalarını anlatan yapımcı Nefes Polat ise Ferit Karol’la çalıştıktan sonra fikir üzerine birlikte düşünmeye başladıklarını ifade ederek, “Bir yönetmen olarak kendi babaannesinin ölümü üzerine düşünebilmesi bana çok cesurca geldi. Bu yüzden projeyi ilk duyduğumda etkilendiğimi söyleyebilirim.” dedi.
Söyleşide söz alan bir diğer isim de başrol oyuncusu Gülçin Kültür Şahin oldu. Senaryoyu ilk okuduğunda filmdeki çiftin ilişkisini çok yakından tanıdığını söyleyen Şahin, kendi çevresi ve arkadaşlarının çevresinde de bu tür hikayelerin olduğunu belirtti. İki karakterin birbirine sürekli destek olması ama aynı zamanda da anlaşmazlıklar yaşamalarının durumu çok gerçekçi kıldığına değindi. Filmin bir diğer başrolü Murat Kılıç da rolüne dair değerlendirmelerde bulunarak izleyicilerden gelen soruları yanıtladı. Filmdeki rolünü çok sevdiğini söyleyen Kılıç, karakterinin herkesin hayatında görülebilecek biri olduğunu ve kendini çıkmazda gören herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir rol üstlendiğini belirtti.
“Subjektif Olduğunuzu Bilirsiniz Ama Yaşananlara Mesafe Almayı Becerirsiniz”
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan Flaşbellek filminin gösterimi dün saat 18.00’da Beyoğlu Sineması’nda gerçekleşti. Derviş Zaim’in Suriyeli bir rejim askerinin yaralanması ve sonrasında ülkede akan kanı durdurmak için hayatını riske atan bir eyleme girişmesine yoğunlaşan filmin gösteriminin ardından, filmin yönetmeni Derviş Zaim, uygulayıcı yapımcısı Emre Oskay, oyuncu kadrosundan Hanin Abaji, Emin Abacı, Muhammed Rıfkı, Husam Ali, Muhammed Muhammed ve Nadi Güler ile film ekibinden Özgür Özden ve Utku Bildirgen, seyircilerin karşısına çıktı. Soru cevap bölümünün moderatörlüğünü Rıza Oylum yaptı.
Söyleşide ilk olarak filmin yapım süreci hakkında bilgi veren Derviş Zaim, neredeyse tüm insanlığı etkileyen Suriye’deki dramla ilgili bir film yapmak istediğini söyleyerek bunun kendisi için bir borç ve vicdan meselesi olduğunu vurguladı. Suriye meselesiyle ilgili yapılan filmlerin genelde göçmenlerin dramıyla alakalı olduğunu belirten Zaim, “Suriye bundan ibaret değil. Bunun ötesinde ve öncesinde de yaşanan olaylar vardı ve bunları da anlatmak gerekirdi. Bu projeye başladığım süreçte motivasyonlarımdan biri de buydu” dedi. Konuşmasında hiçbir projenin objektif olmadığını vurgulayan Zaim, “Subjekif olduğunuzu bilirsiniz ama yaşananlara mesafe almayı becerirsiniz. Benim de filmi yaparken başından sonuna kadar uyguladığım teknik bu oldu” ifadesini kullandı. Filmin oyuncu kadrosunun çok başarılı isimlerden oluştuğunu söyleyen Zaim, rollerini kendilerine anlattıktan sonraki sürecin oyuncuların da katkısıyla rahat aşıldığını belirtti.
Festivalde 25 Ekim Pazar
8. Boğaziçi Film Festivali’nin üçüncü gününde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması ve Galalar bölümünde yer alan filmlerin gösterimi yapılacak. Beyoğlu Sineması’nda 13.00 seansında Bandar Band’ın gösterimi yapılacak. 15.30 seansında Mavzer, 18.00 seansında Ölü Ekmeği ve 21.00 seansındaki Sadece Farklı filmlerinin gösterimleri ise ekip katılımıyla gerçekleşecek. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda da yer alan Sadece Farklı, aynı zamanda dünya prömiyerini gerçekleştirecek.
Sinemaseverler Kadıköy Sineması’nda ise 13.00 seansında Sister filmini takip edecekler. 15.30 seansında Nasipse Adayızve 18.00 seansında Kodokushi filmlerinin gösterimleri ise ekip katılımıyla gerçekleşecek. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda da yer alan Kodokushi, aynı zamanda dünya prömiyerini gerçekleştirecek. 21.00 seansında ise Galalar bölümünde yer alan My Salinger Year filminin gösterimi yapılacak.
Sinemaseverler filmlere ait seans bilgileri ve fragmanlara festivalin sosyal medya hesaplarından, filmlerle ilgili ayrıntılı bilgilere de www.bogazicifilmfestivali.com adresindeki festival kataloğundan erişebilirler.
Biletler için Mobilet!
Film gösterimlerinin fiziki olarak Beyoğlu ve Kadıköy sinemalarında gerçekleştiği 8. Boğaziçi Film Festivali, 30 ülkeden 60 filmlik zengin bir programı seyircisiyle buluşturuyor. Festival biletleri gündüz seansları (13.00 ve 15.30) için 10 TL, akşam seansları (18.00 ve 21.00) için 15 TL olarak belirlendi. Festivalin yarışmalı kategorilerinde yer alan kısa film gösterimleri ise 5 TL!