Hostes olmanın dayanılmaz cazibesi
Şirketlerdeki kabin memurlarının cinsiyet oranlarında erkekler neredeyse hanımlara ulaştı bile.
Aslına bakarsanız gerçekten son derece zor ve meşakkatli bir görev olan kabin memurluğu hakkında ben halen insanların yeteri kadar bilince sahip olmadıklarını düşünüyorum. Hostesliği, "Seyahat etmek ve yeni insanlar tanımak" cümlesine sıkışık olarak algılayanların bu mesleği yerine getirebilmesine imkan yok. Veya kabin memurluğunu sadece yolcuya çay ikram etmek olarak algılayanlar da gidip hizmet sektöründe garsonluk yapsın. Böylece kendine daha çok boş vakit bile yaratabilir.
Kabin memurluğu; saati, günü belli olmayan. Sabah, öğlen ve akşam başka şehirlerde ve hatta ülkelerde olabileceğiniz son derece dinamik gözükmesine rağmen aslında yapılan iş bakımından statik bir meslek. Dolayısıyla kısa süre sonra insanların bu işi sıkıcı ve yorucu bulmasının sebebi de bundan olsa gerek.
Kabin memurunun asli görevi yolcuya uçuş boyunca hizmet etmek ve herhangi bir acil durum gerçekleştiğinde uçakta bulunanları tahliye etmek, edebilmek. Elbette bu arada yolcunun karşılaşabileceği küçük spesifik sorunları da yerinde çözebilmek.
Gün içerisinde başka ülkelerde olan hostesler çoğunlukla aslında o ülkenin tarihi ve turistik bölgeleri yerine sadece havalimanında uçağın park edildiği körüğü gezebilirler. Çünkü uçuşların büyük çoğunluğu havalimanından bile çıkılmadan geri dönülerek gerçekleştirilir. Havayolu şirketleri doğal olarak en az masrafın gerçekleşeceği şekilde organize ederler tüm uçuşları.
Sadece Uzakdoğu gibi seferlerin yapıldığı tarifeli şirketlerde birkaç gün yatıya kalabilirsiniz ama bu süre de sizin gerçekten sadece dinlenebileceğiniz bir zaman dilimidir. Şehri gezmeye kalktığınızda bioritminizi bir daha düzeltebilmeniz günler alabilir.
Kulaktan dolma bilgilerle hostes olmaya kalkanlar, bunu bir geçici boş vakit değerlendirme işi olarak görenler kendilerini kandırıyor. Üstelik o süre içerisinde çalıştıkları havayoluna da zarar veriyorlar. Çünkü bu beklentilerle başlanılan işte umulanlar bulunmayınca kişi doğal olarak demoralize oluyor ve bu durum da direkt olarak yolcuya yansıyor. Yolcunun bir havayolu hakkında en net fikri edindiği yer şüphesiz uçuş sırasında karşılaştığı tutum olacaktır. Aski ve mutsuz hosteslerin o şirketin imajını ve pazarlama gücünü düşürdüğü bugün keşfedilen bir şey değil.
Hostes olmak istiyorsanız bunu başlı başına bir meslek, iş olarak görmeniz gerekir. Bunun uçma tutkusu, seyahat etme isteği, çok insan tanıma sosyalliği veya farklı zaman dilimlerinde çalışılırken standart dışı heyecanlı bir iş olarak algılamak neticede dönüp dolaşıp o işi yapan kişiye zarar veriyor. Bence hosteslik bir insanın yapmak için doğru bilgileri edindikten sonra kırk kez düşünmesi gereken ve sonra karar verip bunu bir yaşam biçimi olarak gerçekleştirebilecekse kabul edeceği bir meslek. Havayolu şirketleri de bence kızların boy-kilo oranından çok kafalarındaki buna benzer beklentilere odaklanmalılar.
Aslına bakarsanız gerçekten son derece zor ve meşakkatli bir görev olan kabin memurluğu hakkında ben halen insanların yeteri kadar bilince sahip olmadıklarını düşünüyorum. Hostesliği, "Seyahat etmek ve yeni insanlar tanımak" cümlesine sıkışık olarak algılayanların bu mesleği yerine getirebilmesine imkan yok. Veya kabin memurluğunu sadece yolcuya çay ikram etmek olarak algılayanlar da gidip hizmet sektöründe garsonluk yapsın. Böylece kendine daha çok boş vakit bile yaratabilir.
Kabin memurluğu; saati, günü belli olmayan. Sabah, öğlen ve akşam başka şehirlerde ve hatta ülkelerde olabileceğiniz son derece dinamik gözükmesine rağmen aslında yapılan iş bakımından statik bir meslek. Dolayısıyla kısa süre sonra insanların bu işi sıkıcı ve yorucu bulmasının sebebi de bundan olsa gerek.
Kabin memurunun asli görevi yolcuya uçuş boyunca hizmet etmek ve herhangi bir acil durum gerçekleştiğinde uçakta bulunanları tahliye etmek, edebilmek. Elbette bu arada yolcunun karşılaşabileceği küçük spesifik sorunları da yerinde çözebilmek.
Gün içerisinde başka ülkelerde olan hostesler çoğunlukla aslında o ülkenin tarihi ve turistik bölgeleri yerine sadece havalimanında uçağın park edildiği körüğü gezebilirler. Çünkü uçuşların büyük çoğunluğu havalimanından bile çıkılmadan geri dönülerek gerçekleştirilir. Havayolu şirketleri doğal olarak en az masrafın gerçekleşeceği şekilde organize ederler tüm uçuşları.
Sadece Uzakdoğu gibi seferlerin yapıldığı tarifeli şirketlerde birkaç gün yatıya kalabilirsiniz ama bu süre de sizin gerçekten sadece dinlenebileceğiniz bir zaman dilimidir. Şehri gezmeye kalktığınızda bioritminizi bir daha düzeltebilmeniz günler alabilir.
Kulaktan dolma bilgilerle hostes olmaya kalkanlar, bunu bir geçici boş vakit değerlendirme işi olarak görenler kendilerini kandırıyor. Üstelik o süre içerisinde çalıştıkları havayoluna da zarar veriyorlar. Çünkü bu beklentilerle başlanılan işte umulanlar bulunmayınca kişi doğal olarak demoralize oluyor ve bu durum da direkt olarak yolcuya yansıyor. Yolcunun bir havayolu hakkında en net fikri edindiği yer şüphesiz uçuş sırasında karşılaştığı tutum olacaktır. Aski ve mutsuz hosteslerin o şirketin imajını ve pazarlama gücünü düşürdüğü bugün keşfedilen bir şey değil.
Hostes olmak istiyorsanız bunu başlı başına bir meslek, iş olarak görmeniz gerekir. Bunun uçma tutkusu, seyahat etme isteği, çok insan tanıma sosyalliği veya farklı zaman dilimlerinde çalışılırken standart dışı heyecanlı bir iş olarak algılamak neticede dönüp dolaşıp o işi yapan kişiye zarar veriyor. Bence hosteslik bir insanın yapmak için doğru bilgileri edindikten sonra kırk kez düşünmesi gereken ve sonra karar verip bunu bir yaşam biçimi olarak gerçekleştirebilecekse kabul edeceği bir meslek. Havayolu şirketleri de bence kızların boy-kilo oranından çok kafalarındaki buna benzer beklentilere odaklanmalılar.