HAVAŞ ve taksiciler
Şark kültürü içerisinde yaşarken kolayca fark edemediğimiz ama aslında mantıkla izah edilemeyen bir yaşam biçimi sunuyor bize. Çağdaşlaşmamış, ataerkil toplumların yaşam biçimine benzer akıl ve izan dışı bir modeldir çoğu zaman.
Atatürk Havalimanı'ndan şehrin belli yerlerine karşılıklı seferler yapan HAVAŞ otobüsleri hem sefer sayısını artırma hem de sefer yaptığı durakları çoğaltma kararı aldı. Bunun üzerine ise 400 küsür taksiyle çalışan havalimanı taksiciler kooperatifi buna karşı çıktı. Hatta işi ileriye götürüp HAVAŞ'ı korsanlıkla suçladı ve taksilerin arka camlarına bunun bir korsanlık olduğunu belirten afişler astı. Belli ki amaç kamuoyu desteği yaratıp HAVAŞ'ın bu karardan vazgeçmesini sağlamak.
Korsanlık illegal olan bir eylemdir. Yani bunu yapmaya hakkınız yoktur. Oysa HAVAŞ'ın kanun ve izinlerle belirlenmiş olarak bu sefer sayılarını artırmaya hukuki hakkı bulunuyor.
Hadi bundan da vazgeçtim kamu menfaatine olmayan yani vatandaşın işine yaramayan uygulamalar yaşanabilir ve halk adına bunun doğru olmadığı anlatılırken korsanlık tabiri kullanılabilir. E burada vatandaşın daha ucuza daha çok noktaya gitmesi sağlanıyorsa korsanlık nerede.
Şimdi sevgili taksici dostlarım şapkayı önümüze koyup düşünmek gerekir. Belki hiç gitmediniz bilmiyorsunuz ama dünyanın her yerinde bu iş böyle işler. Hatta belli başlı otellerin havaalanının tam kapısının önünden kendi müşterisini alan özel otobüsleri vardır. Bilmem ne otelinde kalacaksan inersin ve o otelin durağına gider otobüse binersin. Ya üçotuz paraya seni gideceğin yere götürürler ya da sembolik bir bedel ödersin. Buna da kimsenin sesi çıkmaz.
Oysa bizim memlekette yanlışlıkla havalimanından taksiye binip Florya'ya gitmek istersen bir dayak yemediğin kalır. Ya en arkadan bir taksi çağırmak isterler ya da üst kata çıkıp oradan binmeni dilerler. Çünkü gideceğin mesafe kısadır ve dış hatlar alt katta bekleyen taksici arkadaş uzunca süredir kuyruğun kendisine gelmesi için sabretmiştir. Dolayısıyla da şöyle en azından orta uzun mesafeli bir müşteri beklemektedir.
Bu arada yanlışlıkla herhangi bir taksi yolcu getirip bıraktıktan sonra kendisine el eden birisini alırsa o yolcuyu o taksiden indirirler bile. Havalimanında bulunduğum yıllar içerisinde onlarca böyle örnek gözümün önünde gerçekleşmiştir.
HAVAŞ şehrin istediği yerine istediği kadar yolcuyu istediği yerden alır götürür ve getirir de. Hatta mümkünse yoğun müşterisi olan oteller bile havalimanlarına tarifeli sefer koymalı. Burada taksici arkadaşlarımın bir türlü anlamadığı ve anlamak istemediği taksi müşterisiyle diğer müşterinin bir olmadığıdır. Taksiye binecek adamın kapısına kadar otobüs koysanız da o yine bildiğini okur.
Nasıl özel havayolları sayesinde otobüs firmaları doğal olarak kendilerine yeniden çeki düzen vermek zorunda kaldıysa taksiciler de gelişen Türkiye ve yeni hizmet anlayışları içerisinde kendilerini geliştirmek zorundadır. Yoksa bu işler cama afiş asmakla olmaz. Benden söylemesi.
Atatürk Havalimanı'ndan şehrin belli yerlerine karşılıklı seferler yapan HAVAŞ otobüsleri hem sefer sayısını artırma hem de sefer yaptığı durakları çoğaltma kararı aldı. Bunun üzerine ise 400 küsür taksiyle çalışan havalimanı taksiciler kooperatifi buna karşı çıktı. Hatta işi ileriye götürüp HAVAŞ'ı korsanlıkla suçladı ve taksilerin arka camlarına bunun bir korsanlık olduğunu belirten afişler astı. Belli ki amaç kamuoyu desteği yaratıp HAVAŞ'ın bu karardan vazgeçmesini sağlamak.
Korsanlık illegal olan bir eylemdir. Yani bunu yapmaya hakkınız yoktur. Oysa HAVAŞ'ın kanun ve izinlerle belirlenmiş olarak bu sefer sayılarını artırmaya hukuki hakkı bulunuyor.
Hadi bundan da vazgeçtim kamu menfaatine olmayan yani vatandaşın işine yaramayan uygulamalar yaşanabilir ve halk adına bunun doğru olmadığı anlatılırken korsanlık tabiri kullanılabilir. E burada vatandaşın daha ucuza daha çok noktaya gitmesi sağlanıyorsa korsanlık nerede.
Şimdi sevgili taksici dostlarım şapkayı önümüze koyup düşünmek gerekir. Belki hiç gitmediniz bilmiyorsunuz ama dünyanın her yerinde bu iş böyle işler. Hatta belli başlı otellerin havaalanının tam kapısının önünden kendi müşterisini alan özel otobüsleri vardır. Bilmem ne otelinde kalacaksan inersin ve o otelin durağına gider otobüse binersin. Ya üçotuz paraya seni gideceğin yere götürürler ya da sembolik bir bedel ödersin. Buna da kimsenin sesi çıkmaz.
Oysa bizim memlekette yanlışlıkla havalimanından taksiye binip Florya'ya gitmek istersen bir dayak yemediğin kalır. Ya en arkadan bir taksi çağırmak isterler ya da üst kata çıkıp oradan binmeni dilerler. Çünkü gideceğin mesafe kısadır ve dış hatlar alt katta bekleyen taksici arkadaş uzunca süredir kuyruğun kendisine gelmesi için sabretmiştir. Dolayısıyla da şöyle en azından orta uzun mesafeli bir müşteri beklemektedir.
Bu arada yanlışlıkla herhangi bir taksi yolcu getirip bıraktıktan sonra kendisine el eden birisini alırsa o yolcuyu o taksiden indirirler bile. Havalimanında bulunduğum yıllar içerisinde onlarca böyle örnek gözümün önünde gerçekleşmiştir.
HAVAŞ şehrin istediği yerine istediği kadar yolcuyu istediği yerden alır götürür ve getirir de. Hatta mümkünse yoğun müşterisi olan oteller bile havalimanlarına tarifeli sefer koymalı. Burada taksici arkadaşlarımın bir türlü anlamadığı ve anlamak istemediği taksi müşterisiyle diğer müşterinin bir olmadığıdır. Taksiye binecek adamın kapısına kadar otobüs koysanız da o yine bildiğini okur.
Nasıl özel havayolları sayesinde otobüs firmaları doğal olarak kendilerine yeniden çeki düzen vermek zorunda kaldıysa taksiciler de gelişen Türkiye ve yeni hizmet anlayışları içerisinde kendilerini geliştirmek zorundadır. Yoksa bu işler cama afiş asmakla olmaz. Benden söylemesi.