Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Sansür ve sebepleri

Eğer geçmiş İstanbul valilerinden biri havalimanında körük başında özel misafirlerini karşılarken sağında solunda kendisiyle alakasız da olsa gazetecileri görünce rahatsız oluyorsa ve etrafındaki havalimanı yetkililerine dönüp; "Ne işi var bu arkadaşların burada. Nasıl çıkıyorlar, geliyorlar buraya kadar" diyebiliyorsa. Bunu kendinde hak görüyorsa...
Havalimanının vali yardımcısı depremden iki saat sonra ki muhtemelen kendi ailesinin sağlıklı olduğunu öğrenmenin akabinde uçağa atlayıp havalimanını Allah'a emanet bırakıp gidiyor ve bu yüzden ortalık karışıp yardım malzemeleriyle kurtarma ekipleri havalimanından çıkamıyorsa...
Bunu haber yapan gazeteciler zamanın hükümet yetkilileri tarafından korunup arkalanıp, "O gezi resmi geziydi. Gidecekti tabi. İşler aksamaz devlette" mealinde bir açıklama yapıp arka çıkıyorsa...
O vali yardımcısı da bunu fırsat bulup gazetecilerden intikam almak uğruna onların haber alma özgürlük ve haklarını kısıtlıyorsa...
Apronun ortasında deve kesiliyorsa...
Şehit binbaşının cenazesi yolcunun bavuluyla aynı arabaya konup "Tangır tungur" kargoya götürülüyorsa...
Bir çeyrek ya da tam değil, tamı tamına bir külçe altın ortadan yok oluyor ve bu iş örtbas edilemeden gazeteciler tarafından haber yapılıyorsa...
Herhangi bir uçak yolcu güvenliğine yönelik bir tehlike yaşadığında gazeteciler itfaiyeyle eş zamanlı olarak olay yerinde olup tüm kamuoyunu süratle bilgilendiriyor ama bu arada havayolu şirketlerinin de tepkisini çekiyorsa...
Gazetecilere önce sarı yelek giydirip markalıyor, bir anlamda nerede olduklarını metrelerce öteden görülecek şekilde tescilliyor ve bu da "Güvenlik" kılıfına sokuluyorsa...
İlkokul mezunu işçim bile güvenlik denetiminden geçip apronun istediği yerine giriyor, işi olan istediği aracı kullanıyor ama buna rağmen gazeteciler aprona çıktığında "Güvenlik de güvenlik" deniliyorsa...
Bu güvenliğin aslında gazetecinin yarattığı bir safety security endişesi olmadığı biliniyor olmasına rağmen bu tablet herkese yutturulmaya çalışıyorsa...
Bu olay bile gazete merkezlerinde yeterince haber olamıyorsa...
Genel yayın yönetmenleri, "Eyvah artık gazeteciler havalimanında haber toplayamayacak" endişesi yerine, "Eyvah artık duty free'den puro alamayacağım" ve ya "Eyvah, artık havaalanında en çok hangi şarabın satıldığını haber yapamayacağız diye evhamlanıyorsa...
Bir olay olduğunda sanki haber olmayınca o olay olmamış ve gerçekleşmemiş sayılacak gibi bir göz boyama beklentisine koskoca devlet inanmışsa...
Medya, dürtüldüğü ve yöneltildiği yöne bakmaktan öteye kendi asli görevlerini kaybetmişse...
İşin etik ve mesleki bölümü yok olup havalimanı muhabirleri birer teşrifatçı gibi görülmüşse...
Yapılan haberlerin kamuoyunun hakkı olduğuna ünlü gazeteciler bile inanmıyor veya inanmayacak kadar olaydan sapmışsa...
Yahu bize hak bile.
Ne işimiz var ki havalimanında.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Twitter'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete