Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Ulaştırma bakanının havayolu açıklaması

Sayın Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım özel havayolu şirketleri ile THY arasında bakım açısından bir fark olmadığını açıklamış. Kendi icraatlarını çoğu zaman takdir etmiş birisi olarak bu açıklamayı biraz abuk bulduğumu söylemek isterim.

Peki o zaman WordFocus'un karakutuları neden çalışmıyordu?

Bir uçağın karakutuları arızalı olduğunda her uçuştan önce pilotların yaptığı kontrollerde bunun gözükeceği biliniyor. Uluslar arası sivil havacılık kurallarına göre de o uçağın karakutuları 72 saat içerisinde onarılmak zorunda. Yani aslında bu 72 saat boyunca kafanıza göre istediğniz yere uçabileceğiniz bir süre değil. Diyelim ki uçağın karakutuları Amerika'da bozuldu; işte oradan kendi bakım üssüne kadar geçmesi muhtemel süre bu 72 saat.

Peki uçağın karakutuları en son ne zaman kayıt yapmış?

Kazadan 10 gün önce.

Şimdi bu durum bir teknik bakım eksikliğini gösterir mi göstermez mi?

Türk Hava Yolları'yla benzetme yapmak ise biraz daha ironik. Aslına bakarsanız şu anda "Türkiye'deki Onur, Pegasus Atlas gibi şirketlerin bakımları Lufthansa'nınkiyle aynı şekilde yapılıyor" demek daha doğru bir cümle.

Ama bu cümleyi kurarken; "Bu şirketler biz onları gayet güzel denetlediğimiz için değil, Avrupa'da denetleneceklerini bildikleri için bu bakımlara harfiyen uyuyorlar" demek daha adilane ve açık hem de samimi olacaktır.

Yoksa özel havayolu şirketlerinin muhtemel yolcu kaybını dikkate alarak bir panik ve buna bağlı olarak yolcu kaymasını engellemek adına THY'ye kayan yolcu kitlesini yeniden özel şirketlere çekmek için böyle bir açıklama yapmak maalesef çok doğru değil.

Peki diyelim ki öyle olsun.

Ulaştırma Bakanlığı'nın kuralların uygulanması açısından Avrupa ülkeleriyle aynı olduğunu söylemek mümkün mü?

Kızmayın; benzetme benzetmedir.

Cevap; değil.

Çünkü ne personel bakımından ne de bu personeli istihdam etmek bakımından ne de mantalite bakımından ülkemiz henüz o seviyelerde değil.

Peki durum böyleyken Ulaştırma Bakanlığının bu şekilde bir açıklama yapmasının işlerliği var mı?

Bence yok.

Bu iş eski sanayi bakanı Cahit Aral'ın Chernobil kazasından sonra üreticiyi düşünüp zorda kalmamaları için ekran karşısında çay içmesine benziyor.

Maalesef bunlar basit politik hamleler.

Belki günü kurtaracak ama ne yazık ki genel anlamda işin doğrusuna ulaşılmayı sağlayacak bir gelişme değil.

Bana söyler misiniz peki bu WordFocus denen şirketin gerçek sahibi kimdi? Yavuz Çizmeci bu şirketin hisselerini kimin aracılığıyla kimden satın aldı?

Bu kişinin hükümetle, bazı milletvekilleriyle bir ilişkisi var mıdır?

Bu şirket bu yüzden mi korundu? Bu yüzden mi birçok şey eksik yapılıyor olmasına rağmen üzerine gidilmedi?

Uğur Dündar'ın ortaya çıkardığı o kadar eksik gedikten sonra bu şirketle ilgili olarak yapılmış, alınmış önlemler nelerdi?

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nde ilgili birimlerin bu şirketle ilgili olarak tuttuğu eksik kayıtları sümenaltı edildi mi? Edildiyse bu kimin emri ya da isteği veya ricasıyla yapıldı?

Ortada cevapsız bu sorular varken "Özel havayolu şirketleri THY kadar güvenlidir" demek affedersiniz en hafifinden ayıptır.

Yani burada havacılık gelişsin diye gri haber yapmamaya çalışıyorsak kafamız kuma gömülü de yaşamıyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Twitter'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete