Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Uçağı olmayan havayolu olur mu?

Şuanda sektörde aktif olan havayolu şirketlerini biliyoruz.
Bunların iç ve dış hatlarda yoğun uçanları olduğu kadar kendi büyüklüğüne göre
charter taşıma yaparak hayatını idame ettirenleri de var.

Benim asıl anlamadığım uzun süre önce kurulmuş, yönetim
kademesini işbaşı yaptırmış ve bir gün havacılığa girme hayali içerisinde
olanlar var.

Elbette havacılığa bugün karar verip yarın girmek mümkün
değil. Ali Sabancı'nın bile Pegasus'u satın alırken nasıl ince eleyip sık
dokuduğunu biliyoruz. Neticede oldukça makul bir rakama 15 milyon dolarlar
civarında Pegasus'u satın almıştı. Elbette sıfırdan bir şirket kurmak bundan
çok daha zordur.

Ama bir şirketin kurulum aşamasını geçip sonra aylarca ve
hatta yıllarca tek bir uçağı bile olmadan hazırdan yiyip hazırlanmaya çalışan
bakış açısını anlayamıyorum. Bunu sert bir eleştiri olarak almayın, gerçekten
anlamadığım için soruyorum.

Ben bu boyutta ticaret bilmem. Ama hiç para kazanmadan
yıllarla ifade edilen süreler boyunca bir şirketi yarı aktif tutmanın mantığını
anlamak için üretilen hiçbir cevap sorunun karşılığı olmuyor, olamıyor.

Bu şirketlerin burada isimlerini vermek istemiyorum. Çünkü
onları suçlayacak ya da bu yazının hedefi haline getirecek bir yaklaşımım yok.
Benim asıl isteğim bunun arkasında yatan ticari gerekçe nedir? Hadi bir şirketi
kurdun ama bunu kurmadan bir aksiyon-hareket planın olur. Hadi bu plan biraz
saptı, ne kadar sapabilir ki?

Hiçbir aksiyon planı olmadan, hangi tip uçakla uçacağı bile
belli olmayan, nereden nereye sefer yapmayı bırakın tarifeliye mi soyunacak,
charter mı uçacak dönemsel kiralama mı verecek ticari duruşu belli olmayan bir
şirketi niye kurarsınız yahu?

Elbette acele etmekten bahsetmiyorum. Ama yıllarca kumaş
kesmemiş tekstil atölyesi, ekmek satmamış fırın, müşteri ağırlamamış otel, uçmamış
ve hatta uçağı olmamış ve de daha ne uçak alacağına karar vermemiş havayolu
olur mu?

Patronun parası çok olabilir. Yazık orada çalışan insanlara.
Bu kadar motive kırıcı bir işkence şekli bilmiyorum ben. Bir pilot veya uzman
olarak yönetici kademesinde o şirkette işe başladınız diyelim. İlk günlerde
herkes şef ve iş yerinde hiç Kızılderili yok. Yan yana 20 müdür çalışıyor. Daha
doğrusu havacılık gibi dinamik bir mesleğin yöneticileri bilgisayar ekranı
başında yazıp çiziktiriyor. Araştırıyor güya.

Bu arada zaman geçiyor. Günler ayları, aylar yılları
tamamlıyor. Devlet dairesindeki memurun bile arada "Nereye atanacağım" diye bir
heyecanı oluyor. Ama bizim uçmayan şirketteki garibim yönetici her sabah işe
geliyor.

Resmen işkence.

Bir iş yerinde her şey para değildir. Böyle bir iş yerinde
uzun süre çalışanlar da ne yazık ki aktif şirketlerde iş bulamamış kişilerden
oluşuyordur. Ya da çalışmaktan değil de yatmaktan hoşlanan statükocu zihniyete
sahip memur düşüncesinde kişilerdir hepsi.

İşin tuhafı bir de bu şirketler genellikle havaalanları
civarında ofis tutarlar.

Yazık.

Oradan uçup giden uçaklara baktıkça insan bunalır yahu.

Onlar adına duyduğum üzüntüyü bir kenara bırakıp tekrarlamak
gerekirse; "Uçağı olmayan havayolu şirketi olur mu yahu?"


YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Twitter'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete