Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Sabiha Gökçen’de yeni dönem bilmecesi

Sabiha Gökçen Havaalanı'nın özelleştirme ihalesi belki de geçen yılın en önemli havacılık olayıydı. 20 yıllığına alana teklif edilen 2.5 milyar dolarlık rakam en yakın üçüncü rakibine 500 milyon dolara yakın bir farkla oluşmuştu. Kimisi "Bu rakamları hayatta ödeyemezler" dedi, kimisi ise "İşte meydan kaç para ediyormuş görsünler" diye yorumladı. Ancak aradan geçen süre anlamlı olmayan bir biçimde uzadı ve havalimanının devri Şubat ayına gelinmesine rağmen henüz yapılamadı. Ancak bir gelişme yaşandı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) bünyesindeki Sabiha Gökçen Havalimanı'nın geçen yıl temmuzda gerçekleştirilen ihalesini onayladı. SSM, ihaleyi kazanan Limak İnşaat'ın oluşturduğu konsorsiyumla 1 ay içinde sözleşme imzalayacak. Havalimanı, en geç 90 gün içinde Limak'ın başını çektiği konsorsiyuma devredilecek. Limak patronunun gözaltına alınmasından sonra meydanın sahibi Savunma Sanayi Müsteşarlığının bundan rahatsız olacağı yorumları cevaplanmış oldu. Gecikmeyle ilgili başka bir yorum ise ihaleden çok kısa süre önce teklif hazırlayarak kazanan konsorsiyumun henüz kendi içinde bile organize olamadığı ve bu nedenle yaşanan gecikmeyi teşvik ettiği şeklinde. Rivayete göre bu sırada da kendi iç hazırlıklarını tamamlıyorlarmış. Orada yaşanan bazı sıkıntılar olduğu da yine duyulanlar arasında. HEAŞ'ın ilk pazarlama müdürü ve şuandaki Akşam gazetesi havacılık yazarı Tolga Turgut'un Limak'a pazarlama müdürü olarak adının geçtiği ancak zaman içerisinde bu katılımın gerçekleşemediği şeklinde. Turgut uzun sayılabilecek bir dönem boyunca TAV Dış İlişkiler Müdürü olarak da görev yapmıştı.
Asyalı iki ortağın meydanın nasıl işletileceğine yönelik strateji planını henüz onaylamadıkları ve bu yöndeki çalışmanın ise istenen süratte yol almadığı ise belirgin olmayan diğer söylentiler arasında.
Elbette bu kadar söylenti olunca meydanın ihale sahibine neden bir an önce teslim edilemediği de akılları karıştıran önemli bir detay olarak ortada duruyor.
Bu arada meydanın her geçen gün hareketlenmesi ise iyi bir gelişme. Pegasus'un Sabiha Gökçen'i üs tutmasından önce zaten Atatürk Havalimanı'ndaki bazı zaman dilimli iç hat kotalarının dolduğu ise biliniyordu. Bu yüzden iç hatlara yeni girecek şirketlerin bu havaalanını tercih etmesi ise yeni bir gelişme olarak yorumlanmıyor. Sun Express'in kısa kodu SAW olan meydandan sefer yapacağını açıklaması da her ne kadar Pegasus adına olmasa da meydan adına sevindirici bir gelişme. Ayrıca THY'nin buradaki bazı seferlerini azaltmasına karşın kuracağı yeni alt markanın üs olarak bu meydanı benimseyecek olması da havaalanının parlayan yıldızlarından birisi olarak değerlendiriliyor.
Ancak ihaleyi alan konsorsiyumun 20 yıl boyunca her gün 300-400 bin dolar sadece ödeme üretecek olması ise akıllardaki en büyük ve önemli soru işareti olarak duruyor. Meydanın şu andaki ve hatta gelecekteki trafik artışıyla bu rakamların ödenmeyeceğini savunan diğer meydan işleticileri ihalenin bağlandığı rakamı ütopik olarak yorumluyor.
Gelişmelerin nasıl olacağı bilinmez ama Sabiha Gökçen en hareketlenmesi gereken dönemde frene basılmış olarak stabil bir durumda yeni sahibini bekliyor.
Elbette bu arada hava trafiğinin, itfaiyenin, apron işletmesinin kim tarafından ve nasıl yapılacağı ise sıraya girmiş diğer soru işaretleri asında.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Twitter'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete