TÖSHİD açıklaması
TT Air'in sahibi Ali Tarhan'ın yaptığı açıklamalar malumumuz. Sivil Havacılık Genel Müdürü kendisinden işlerinin hallolması için 800 bin dolar istemiş. O da vermemiş. Diyor ki Tarhan; "Tek rüşvet vermeyen benim"
Aferim.
Bu arada diyor ki "Genel müdür bana iki tane internet sitesine 50 biner liralık reklam vermemi istedi".
Kim bu siteler?
El cevap bir tanesi www.denizhaber.com ya da tr uzantılısı diğeri ise www.transporthaber.com
Gayet güzel ve şık siteler. Ama bir tanesi deniz haberleri veriyor. Yani tamamen gemicilik vs. gibi. Açıyorum bakıyorum her tarafı AtlasJet ilanlarıyla dolu.
Kimin nereye reklam vereceği beni ilgilendirmez.
Vatan'da bir haber. Arıduru 5.5 Euro'luk soda parasını AtlasJet patronu Murat Ersoy'un odasına yazdırmış.
Ertesi gün faturalı bir açıklama. Meğerse bu gezi için Ali Arıduru'ya fatura kesilmiş. Hem de bizzat adına. Yani Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, Murat Ersoy'un sahibi olduğu turizm şirketiyle hem de onunla birlikte bir yere gitmiş. Döndükten sonra da kendisine fatura kesilmiş.
Bu açıklama hukuki olarak çok şey ifade edebilir ama benim için hiçbir şey ifade etmez. Havaalanlarında yaşadığım milyon yıl boyunca tanıdığım on binlerce genel müdür ve binlerce şirketten sonra bu fatura bana hiçbir şey ifade etmez. Hiçbir şey.
Hukuki olarak söylenecek kalmadı belki. Ama insan enayi yerine konmaz yahu.
Havayolu şirketlerinden birinin patronuyla konuşuyorum. Bana neler anlatıyor.
"Peki, niye bunları gidip mahkemede anlatmıyorsun?" dediğimde verdiği cevap.
"Sonra ne olacak. Milyonlarca dolarlık işimi niye riske edeyim. Sen bunların Kayıhan Kabadayı döneminden sonra küçük ya da büyük sürekli olduğunu bilmeyecek kadar acemi misin?" oluyor.
Bir başka şirkette genel müdürlük yapmış eski ağabeylerimizden biriyle konuşuyorum.
"Evet diyor ben de verdim."
Abi kime verdin, neden verdin, neden konuşmuyorsun?
"Ben artık sektörde değilim" diyor.
Bir havayolu yöneticisi arkadaşım ise hem soruyor hem anlatıyor:
"Bir şirket düşün ki uçağı düşsün. Bir uçak düşün ki kara kutuları bozuk çıksın. Kara kutuları bozuk çıktığı için ise başka nerelerinin bozuk olduğu anlaşılamasın. Ama aynı şirketin diğer uçağı buna rağmen uçmaya devam etsin. Şimdi bu tanımın yanına koy TT Air'in durumunu. Hidrolik yağlarıyla uçak yağı depoda aynı yerde duruyor diye, kokpitte iki tane 60 yaşın üzerinde pilot var diye, uçak lastikleri deponun kapısının dışında duruyor diye uçamasın, izin alamasın. İki fotoğrafa bakınca olay anlaşılıyor mu anlaşılmıyor mu?"
Ağzım açık dinliyorum. "Bunu köşemde yazacağım, ismini de kullanabilir miyim?" diye soruyorum. Aldığım cevap koskoca dostuma yakışmıyor; "Sakın haaa bir daha sektörde asla iş bulamam. Sen kendi yorumun olarak yazarsın."
Bu arada bunları bana anlatan arkadaşlarımın oluşturduğu TÖSHİD bir açıklama yapıyor ve sektörde böyle şeylerin olamayacağını söylüyor. Bana bunları anlatan arkadaşlarımın altına imza attıkları bildiriyi ağzım açık okuyorum.
Bu arada bakıyorum haber sitelerine herkes binmiş bir alamete gidiyor kıyamete. Başka bir konuda hadi şeytanlığı savundunuz, neredeyse şeytanı bile aklayacaklar bunlar.
Hemen yazının altında ise aklamaya çalıştığı şeytanın şirketinin reklamı duruyor.
Dönüyorum aynaya bakıyorum.
"Ulan Yusuf; 50 yıldır şu kafayı değiştiremedin gitti. Dünyayı sen mi kurtaracaksın?"
Aynadaki siluetim cevap veriyor; "Bu kadar ödleğin arasında senin gibi bir enayi lazım. Yaz bakalım"
Aha da yazabildiğim sadece bu kadar.
Enayiyim dediysek mahkemede hırsıza uğursuza tazminat parası ödeyecek kadar değilim elbette.