Ulusoy; rüya mı görüyor?
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Turizm sektörünün 2009'da geçen yıl elde edilen 23 milyar dolarlık gelire yeniden ulaşabileceğini söylemiş. "Sektör olarak artık kriz doktoru olduk, politikacılarımızla uyum içinde bu krizin de altından kalkacağız. Önce moral gerekiyor. Morali artan sektör her sorunun üstesinden gelir" diye eklemiş.
Ulusoy'a göre turizmde krize karşın 2009 fırsat yılı olacakmış. Beyefendi demişler ki; "2009'da, sektör geçen yıl elde edilen 23 milyar dolara tekrar ulaşır. Her yıl sağlanan yüzde 15'lik büyüme tam yakalanamasa da hedefimiz 2008'deki rakama ulaşmak. 2009'da da sektörün dertlerinin ne olacağını biliyoruz. Önce moral gerekiyor. Morali artan sektör her sorunun üstesinden gelir"
Sayın Ulusoy bu optimist yaklaşımı neye borçlu acaba?
Dünyadaki turizm alışkanlıklarının 2009 yılında nasıl seyredeceğini sanıyor olsa ki?
Tüm dünya kriz içerisinde boğuşurken ve bu durum öncelikle turizm sektörünü vurmuşken, ortada insanların tatil alışkanlıklarının Türkiye'ye kayacağına yönelik bilinen herhangi bir malzeme, araştırma, done, dedikodu bile yokken bu iyimser tabloyu görebilmek bence sadece rüyada olabilir.
İçinizden "Geçen yılın rakamlarına ulaşmak iyimser bir tablo mudur" diye geçirenlere söyleyeyim ki "Evet".
İnsanlar, sektörler krizden bu denli etkilenip 2009'un ne kadar kötü geçeceğine yönelik tahminler sektöre göre yüzde 50 seviyelerinde seyrederken bu kadar önemli bir makamdaki yetkilinin rüyada görülecek kadar iyimser olması nasıl açıklanır acaba?
İyimser tablonun detayları ise şöyle:
Sayın Ulusoy'a göre Akdeniz çanağında avantajlıymışız. Bu avantajın sebebi ise Türkiye'nin yakın bir destinasyon olması, fiyat düzeyi ve kalite fiyat ilişkisi açısından Akdeniz çanağındaki rakiplerine göre daha iyi durumda olmasıymış. Türkiye'de turizm sektörü, bugüne kadar tamamen sektör dışında gelişen ciddi olumsuzluklar ve ağır kriz durumlarında dahi sorunların üstesinden geldi ve başarılı sınavlar vermiş.
Evet doğru.
Ama bu durum global bir kriz içerisinde ne zaman yaşandı. İçerisinde bulunulan durumu bir deprem, patlamış bomba, sel basması veya ülke imajını zedeleyici bir gaktörle mi açıklıyoruz ki gelip geçici olabilsin.
Üstelik Amerika'daki krizin ve Avrupa'daki daralmadan Türkiye'nin de etkileneceğini kaydedip şu değerlendirmeyi yapmış: "Krizi nasıl fırsata çeviririz diye bakmamız lazım. Fiyatları akıllıca vermemiz gerekiyor. Yakın destinasyon olduğumuz için avantajlı durumdayız. Kriz doktoru olduk, bu krizden de hükümetle beraber alnımız açık çıkarız. Bu gibi kriz durumlarında tüketici davranışları değişir. Fiyat daha da önem kazanır. Kaliteden ödün vermeden ekonomik tatil ve seyahat tercih edilir. Yakın destinasyonlara kayılır. Seyahat veya tatili erteleme, yurtiçinde tatil yapma eğilimleri artar."
Bu açıklamadan bir şey anlayanınız varsa beri gelsin.
Ama içinden ince mesajlar çıkan şu açıklama gayet anlaşılır olmuş bence. Okuyun bakın;
"Turizmde KDV'nin yüzde 18'den, 8'e inmesi, havayolu şirketlerinde KDV'nin yüzde bire indirilmesi, Müzekart projesi, THY acentelerinin sorunlarının çözülmesi gibi konularda bakanlıkla eşgüdümlü olarak çalıştık. Bakanlığın çözemediği sorun olduğunda da onların izniyle Başbakana çıktık. Tek bir kurum ya da acente adına hiçbir zaman hareket etmedik. Sektörün ve bütün şirketlerin sorunlarının çözümü için devamlı çalışıyoruz. Bizim yaptığımız çalışmaları da başka kurumun veya derneğin sahiplenmesine asla izin vermeyiz. Bakanlığımız ve başbakanlığın bizimle ilgili bütün yurtdışı seyahatlerine de katılıyoruz"
Otelci, turizmci, havayolcu kardeşim.
Sıkma tatlı canını.
Bu işin en başındaki sizi temsil eden kişi tarafından açıklandı ki işler en azından geçen yıl gibi olacakmış.
Bakın keyfinize.
Ulusoy'a göre turizmde krize karşın 2009 fırsat yılı olacakmış. Beyefendi demişler ki; "2009'da, sektör geçen yıl elde edilen 23 milyar dolara tekrar ulaşır. Her yıl sağlanan yüzde 15'lik büyüme tam yakalanamasa da hedefimiz 2008'deki rakama ulaşmak. 2009'da da sektörün dertlerinin ne olacağını biliyoruz. Önce moral gerekiyor. Morali artan sektör her sorunun üstesinden gelir"
Sayın Ulusoy bu optimist yaklaşımı neye borçlu acaba?
Dünyadaki turizm alışkanlıklarının 2009 yılında nasıl seyredeceğini sanıyor olsa ki?
Tüm dünya kriz içerisinde boğuşurken ve bu durum öncelikle turizm sektörünü vurmuşken, ortada insanların tatil alışkanlıklarının Türkiye'ye kayacağına yönelik bilinen herhangi bir malzeme, araştırma, done, dedikodu bile yokken bu iyimser tabloyu görebilmek bence sadece rüyada olabilir.
İçinizden "Geçen yılın rakamlarına ulaşmak iyimser bir tablo mudur" diye geçirenlere söyleyeyim ki "Evet".
İnsanlar, sektörler krizden bu denli etkilenip 2009'un ne kadar kötü geçeceğine yönelik tahminler sektöre göre yüzde 50 seviyelerinde seyrederken bu kadar önemli bir makamdaki yetkilinin rüyada görülecek kadar iyimser olması nasıl açıklanır acaba?
İyimser tablonun detayları ise şöyle:
Sayın Ulusoy'a göre Akdeniz çanağında avantajlıymışız. Bu avantajın sebebi ise Türkiye'nin yakın bir destinasyon olması, fiyat düzeyi ve kalite fiyat ilişkisi açısından Akdeniz çanağındaki rakiplerine göre daha iyi durumda olmasıymış. Türkiye'de turizm sektörü, bugüne kadar tamamen sektör dışında gelişen ciddi olumsuzluklar ve ağır kriz durumlarında dahi sorunların üstesinden geldi ve başarılı sınavlar vermiş.
Evet doğru.
Ama bu durum global bir kriz içerisinde ne zaman yaşandı. İçerisinde bulunulan durumu bir deprem, patlamış bomba, sel basması veya ülke imajını zedeleyici bir gaktörle mi açıklıyoruz ki gelip geçici olabilsin.
Üstelik Amerika'daki krizin ve Avrupa'daki daralmadan Türkiye'nin de etkileneceğini kaydedip şu değerlendirmeyi yapmış: "Krizi nasıl fırsata çeviririz diye bakmamız lazım. Fiyatları akıllıca vermemiz gerekiyor. Yakın destinasyon olduğumuz için avantajlı durumdayız. Kriz doktoru olduk, bu krizden de hükümetle beraber alnımız açık çıkarız. Bu gibi kriz durumlarında tüketici davranışları değişir. Fiyat daha da önem kazanır. Kaliteden ödün vermeden ekonomik tatil ve seyahat tercih edilir. Yakın destinasyonlara kayılır. Seyahat veya tatili erteleme, yurtiçinde tatil yapma eğilimleri artar."
Bu açıklamadan bir şey anlayanınız varsa beri gelsin.
Ama içinden ince mesajlar çıkan şu açıklama gayet anlaşılır olmuş bence. Okuyun bakın;
"Turizmde KDV'nin yüzde 18'den, 8'e inmesi, havayolu şirketlerinde KDV'nin yüzde bire indirilmesi, Müzekart projesi, THY acentelerinin sorunlarının çözülmesi gibi konularda bakanlıkla eşgüdümlü olarak çalıştık. Bakanlığın çözemediği sorun olduğunda da onların izniyle Başbakana çıktık. Tek bir kurum ya da acente adına hiçbir zaman hareket etmedik. Sektörün ve bütün şirketlerin sorunlarının çözümü için devamlı çalışıyoruz. Bizim yaptığımız çalışmaları da başka kurumun veya derneğin sahiplenmesine asla izin vermeyiz. Bakanlığımız ve başbakanlığın bizimle ilgili bütün yurtdışı seyahatlerine de katılıyoruz"
Otelci, turizmci, havayolcu kardeşim.
Sıkma tatlı canını.
Bu işin en başındaki sizi temsil eden kişi tarafından açıklandı ki işler en azından geçen yıl gibi olacakmış.
Bakın keyfinize.