Yakıt giderleri 2009
Yakıt fiyatlarının Temmuz ayından bu yana 150 dolar seviyesinden 40 dolarlara kadar indiğini biliyoruz. Kriz nedeniyle zor durumda kalan havayolu şirketlerinin 1/3 maliyetinin yakıt gideri olması ve bu sayede krizde bir anlamda soluk alabilmesini sağlayan bu durum sayesinde de hayatlarına devam edebildiğini biliyoruz.
Peki bu durum ne kadar daha sürecek?
Temmuz ayında akaryakıt fiyatlarının artma sebebi spekülasyonlar ve paranın el değiştirmesi olarak açıklandı. Görünen o ki bu yaklaşım son derece doğru. Her ne kadar ekonomik kriz nedeniyle dünyadaki büyüme trendinin azalması ve buna bağlı olarak arz talep dengesindeki ters akış nedeniyle fiyatların düştüğü açıklansa da gerçeği tam olarak kimse bilmiyor. Çünkü eğer bu tez doğru olsaydı petrol üreticisi OPEC üyesi ülkelerin üretimi ciddi anlamda kısacaklarını açıkladıkları gün yakıt fiyatının daha da düşmemesi gerekirdi.
Bu gelişmeyi dünya açısından bir miktar sakıncalı bulsak da havacılığın bugünü açısından iyi bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün.
Ancak bu durumun gelecek aylarda ve özellikle 2009 sonuna kadar sürmeyeceği de birçok ekonomistin ortak yaklaşımı olarak dikkat çekiyor.
Bence yakıttaki fiyat düşüşü birkaç ay içerisinde 30 dolarları da görecek. Çünkü 2004 yılında 24 dolar seviyesinde olan yakıtın bugünkü ekonomik tablonun o günle kıyaslanması durumunda arada bir fark bulunmuyor. Dolayısıyla 2009'un ilk birkaç ayında dünyanın daha büyük bir bölümündeki kış şartları nedeniyle arz talep dengesindeki negatif oran sürmeye devam edecek. Ekonominin daralması en çok da Çin'deki büyümenin yavaşlamasıyla ortaya çıkacak. Yakıt talepleri de bu nedenle azalacak.
OPEC'in üretimi kısması çok fazla bir fark yaratmayacak. Çünkü eğer volüm ayarları işe yarıyor olsaydı Temmuz ayında bizzat ABD Başkanı Bush'un Suudi Arabistan'dan rica ederek tüm dünya genelindeki üretimi arttırmasıyla etkilenirdi. Böyle bir etkilenme olmadı ve fiyatlar tırmanmaya devam etti. Dolayısıyla şu andaki üretim kısılması da rakamlar üzerinde etkili olmayacak.
Havacılar için bu durum gerçekten soluk almaya yarayacak. Azalan doluluk oranları nedeniyle sefer sayılarını azaltan ve büyümeyi erteleyen birçok şirket yakıtın ucuzlaması sayesinde giderlerini dengeleme imkanı bulacak.
Bu durum havayolu şirketlerine daha fazla uçabilme imkanı da sağlayacak. Bu yaklaşım bir tasarruf eylem biçimi olamayacağına göre de aynı zamanda doluluk oranlarını arttırmanın yolları aranacak. Havayolu şirketleri bu süreçte doluluk oranlarını kademeli fiyatlarla ve promosyonlarla arttırmaya çalışacak.
Kısacası yakıtın ucuzlaması şirketlerin yerde kalarak tasarruf etmesine değil, daha çok uçarak ekonomi yapmaya çalışmalarının da yolunu açacak.
2010 için şimdiden bir öngörüde bulunmak, hele de yakıt fiyatlarıyla ilgili bir tahmin üretmek çok zor. Tabii ki bu arada kötü senaryoları da unutmamak gerek. Yakıt fiyatlarının spekülatif arttığı kabulünden hareketle yıl içerisindeki spekülasyonların veya karanlık ekonomilerin ürünü olarak yakıtı yeniden yüksek seviyelerde görmek mümkün olabilir. Ki bu olursa işte o zaman havayolu şirketleri için yapacak çok az şey kalıyor demektir.
Hepinize iyi bir yıl ve en azından düşük rakamlı yakıt fiyatları dilerim.
Peki bu durum ne kadar daha sürecek?
Temmuz ayında akaryakıt fiyatlarının artma sebebi spekülasyonlar ve paranın el değiştirmesi olarak açıklandı. Görünen o ki bu yaklaşım son derece doğru. Her ne kadar ekonomik kriz nedeniyle dünyadaki büyüme trendinin azalması ve buna bağlı olarak arz talep dengesindeki ters akış nedeniyle fiyatların düştüğü açıklansa da gerçeği tam olarak kimse bilmiyor. Çünkü eğer bu tez doğru olsaydı petrol üreticisi OPEC üyesi ülkelerin üretimi ciddi anlamda kısacaklarını açıkladıkları gün yakıt fiyatının daha da düşmemesi gerekirdi.
Bu gelişmeyi dünya açısından bir miktar sakıncalı bulsak da havacılığın bugünü açısından iyi bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün.
Ancak bu durumun gelecek aylarda ve özellikle 2009 sonuna kadar sürmeyeceği de birçok ekonomistin ortak yaklaşımı olarak dikkat çekiyor.
Bence yakıttaki fiyat düşüşü birkaç ay içerisinde 30 dolarları da görecek. Çünkü 2004 yılında 24 dolar seviyesinde olan yakıtın bugünkü ekonomik tablonun o günle kıyaslanması durumunda arada bir fark bulunmuyor. Dolayısıyla 2009'un ilk birkaç ayında dünyanın daha büyük bir bölümündeki kış şartları nedeniyle arz talep dengesindeki negatif oran sürmeye devam edecek. Ekonominin daralması en çok da Çin'deki büyümenin yavaşlamasıyla ortaya çıkacak. Yakıt talepleri de bu nedenle azalacak.
OPEC'in üretimi kısması çok fazla bir fark yaratmayacak. Çünkü eğer volüm ayarları işe yarıyor olsaydı Temmuz ayında bizzat ABD Başkanı Bush'un Suudi Arabistan'dan rica ederek tüm dünya genelindeki üretimi arttırmasıyla etkilenirdi. Böyle bir etkilenme olmadı ve fiyatlar tırmanmaya devam etti. Dolayısıyla şu andaki üretim kısılması da rakamlar üzerinde etkili olmayacak.
Havacılar için bu durum gerçekten soluk almaya yarayacak. Azalan doluluk oranları nedeniyle sefer sayılarını azaltan ve büyümeyi erteleyen birçok şirket yakıtın ucuzlaması sayesinde giderlerini dengeleme imkanı bulacak.
Bu durum havayolu şirketlerine daha fazla uçabilme imkanı da sağlayacak. Bu yaklaşım bir tasarruf eylem biçimi olamayacağına göre de aynı zamanda doluluk oranlarını arttırmanın yolları aranacak. Havayolu şirketleri bu süreçte doluluk oranlarını kademeli fiyatlarla ve promosyonlarla arttırmaya çalışacak.
Kısacası yakıtın ucuzlaması şirketlerin yerde kalarak tasarruf etmesine değil, daha çok uçarak ekonomi yapmaya çalışmalarının da yolunu açacak.
2010 için şimdiden bir öngörüde bulunmak, hele de yakıt fiyatlarıyla ilgili bir tahmin üretmek çok zor. Tabii ki bu arada kötü senaryoları da unutmamak gerek. Yakıt fiyatlarının spekülatif arttığı kabulünden hareketle yıl içerisindeki spekülasyonların veya karanlık ekonomilerin ürünü olarak yakıtı yeniden yüksek seviyelerde görmek mümkün olabilir. Ki bu olursa işte o zaman havayolu şirketleri için yapacak çok az şey kalıyor demektir.
Hepinize iyi bir yıl ve en azından düşük rakamlı yakıt fiyatları dilerim.