Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Cumhurun başı, cumhurun arasında olur!..

Dünyada tüm dengeler değişirken, ülkemiz yerinde sayacak değildi. Ya çağa ayak uyduracak, ya da yerimizde saymaya devam edecektik. Rahmetli Turgut Özal'la başlayan yenileşme hareketleri, şansımız varmış ki; Recep Tayyip Erdoğan'la devam etti.
Demokratikleşme...
Ekonomide yenilenme...
Siyasi alanda başı dik politikalar üretme...
Bölgesinde etkin rol oynama, önceliğimiz oldu.
'Pasif, pısırık, kendine güvensiz' politik anlayış; yerini 'dik duruşa' bıraktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi her alanda dik bir duruş sergileyerek; geçmişten gelen 'hantal' yapıyı bir kenara ittiler. Tüm dünyada başlayan 'ekonomik ve siyasi' çöküntünün aksine Türkiye büyümeye başladı. Tüm ayak oyunlarına ve engelleme girişimlerine rağmen; siyasi yapının sağlam duruşu ve Başbakan Erdoğan'ın kişisel tutumu sayesinde Türkiye yoluna devam etti.
Ülkemizin bu sağlam yapısından rahatsız olan dahili ve harici aktörler için son bir çare vardı: Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilerek aktif siyasetten uzaklaşması...
Ancak bu noktada da yanıldıklarını anlamakta gecikmediler.
Çünkü; Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde nasıl bir siyaset izleyeceğinin sinyalini veriyordu. Seçim meydanlarında net mesajlar ortaya koyan Erdoğan; 'durağan ve sadece imza makamı' olan bir Cumhurbaşkanı olmayacağını/olamayacağını her konuşmasında özellikle vurguluyordu.
''Seçim vaatlerinde böyle konuşması normaldir, sonuçta yasalar belli. Eli kolu bağlandığında göreceğiz onu...'' diyen ve ellerini ovuşturanlar yanılmakta gecikmediler. Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonraki konuşmalarında şunları söylüyordu: ''Bu makam sadece imza makamı değildir. Cumhur'un başı, cumhurun arasında olur. Bundan böyle tüm gayretimizle ülkemizin daha da büyümesi için çalışacağız. Hedefimiz olan 2023 yılına başı dik, sözü geçen, büyümüş bir Türkiye olarak gireceğiz.''
...
Gelinen noktada...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünü yine tuttuğunu görüyoruz. Bugün; mevcut AK Parti hükümeti ile uyum içerisinde olan, dengeleri gözeten ama yaşanan olaylara duyarsız kalmayan bir Cumhurbaşkanı profili var karşımızda...
Geçmişe bakıldığında...
Olması gerekenin bu olduğunu her kesimin kabul etmesi gerekiyor. Cumhuriyet'in ilanından günümüze kadarki sürece bir göz atıldığında; devlet kademesindeki bugünkü yöneticilerin çağa ayak uydurması ve üzerlerindeki 'ölü toprağını' atmaları gerektiği gün gibi ortadadır. Tarihe damga vurmuş şanlı bir milletin evlatlarına da bu yakışır.
Egemen güçken, silik ve çağa ayak uyduramayan yöneticiler yüzünden geri kalan, emir eri durumuna düşen bir ülkeyi yeniden şaha kaldıran devlet adamlarına ihtiyacımız olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Siyasi görüş ve düşüncelerimiz ne olursa olsun; ortak paydamız, Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar yaşaması konusunda fikir birliğine varmamızdır.
Bu bağlamda...
Ülkesi için varını yoğunu ortaya koyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bu anlamda destek vermek, ülkemiz için çaba sarf etmek, üretmek, kalkınmak için taşın altına elimizi sokmak öncelikli görevimiz olmalıdır.
Unutulmamalı ki...
Kişiler gelip geçicidir.
Kalıcı olan/olması gereken; devlettir.
Yani Türkiye Cumhuriyeti'dir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete