Yeni köşk neden gereklidir?
"Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye bir şeylerle kendisini ortaya koymalı. Cumhurbaşkanlığı makamı yeni binada çok farklı bir şekilde düzenlendi. O proje üzerinde bu fakirin çok katkısı var. Akıllı bina olarak burayı inşa ettik. Büyük devlet olmanın gerekleri..." sözleri ile kafasındaki 'yeni Türkiye'yi tarif ediyordu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan...
Yeni ve güçlü Türkiye'yi...
...
Bir 'kitapçığın' fırlatılması ile dengelerin bozulduğu...
Avrupa'da veya ABD'de esen olumsuz bir rüzgarın etkisi ile büyük kayıpların yaşandığı...
Ülke içinde yaşatılan 'suni gündemlerle' gerginliğin tırmandığı bir Türkiye değil...
Yeni ve güçlü Türkiye'yi...
...
İşte bu bakış açısı ile tasarlandı yeni Cumhurbaşkanlığı Köşkü...
İlk kez 'halk oyu' ile seçilen Cumhurbaşkanı olmanın verdiği güvenle; eskiyi reddetmeden ama çağın gerekleri doğrultusunda oluşturulacak 'Yeni Türkiye' için her şeyini ortaya koyan bir Cumhurbaşkanı var artık karşımızda.
Hal böyle olunca...
İster istemez; ilk değişim, genel yapısı ile eski olan Çankaya Köşkü ile başladı. Modern çağın olmazsa olmazları ile donatılmış bir yapının gerekliliği 17 Aralık sürecinde kendini zaten göstermişti. Dinleme olayları ve güvenlik zafiyeti öylesine pervasızlaşmıştı ki; ister istemez yeni bir Cumhurbaşkanlığı Konutu fikri doğmuştu.
Atatürk Orman Çiftliği'nin bu fikir çerçevesinde düzenlenerek Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi haline getirilmesi işte bu gerekliliğin bir sonucu olmuştur.
Teknik bilgilerle sizleri boğmaya gerek yok sanıyorum. Çünkü bu bilgiler basında sıkça gündeme geldi. Kısaca söylemek gerekirse; yeni cumhurbaşkanlığı binasının yapımı bizzat Erdoğan'ın ekibindeki en güvendiği isimlerin kontrolünde yürütüldü. Bu ekibin bilgisi haricinde binaya çivi dahi çakılmasına izin verilmedi. Odalar ve telekomünikasyon altyapısı her hangi bir dinleme ve gözetleme riskine karşı sıfır riskle inşa edildi. Girişler ve çıkışlar, CIA binasından çok daha zor ve sıkı kontrol altında tutulacak.
Selçuklu mimarisinden esinlenerek inşa edilen bin odalı saray, güvenlik sistemleri ile dikkat çekiyor: Sığınaklar, kimyasal saldırılara karşı tüneller, siber saldırılara ve casusluk girişimlerine karşı yüksek teknoloji ürünü sistemler, böcek yerleştirmek suretiyle dinlemeleri önlemek için içinde priz bile bulunmayan 'sağır odalar' ve savaş durumlarını yönetmek için yeraltındaki bir de 'harekât merkezi'...
...
Şöyle bir bakıldığında...
Türkiye Cumhuriyeti gibi; stratejik konumda olan bir ülkenin en çok gereksinim duyacağı şey nedir?
Güvenlik...
Peki yeni cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin en önemli özelliği nedir?
Devasa alanı mı?
Görkemli yapıları mı?
Eski ve yeninin ortaklaşa kullanıldığı muhteşem tasarımı ve donanımı mı?
Hiç birisi değil.
En önemli özelliği...
Güvenlikli olması...
İnşaa edildiği yer ve kullanılan teknoloji; stratejik konuma sahip bir ülkenin yöneticisini ve bilgilerini koruyacak nitelikte... Hani derler ya; top atsan yıkılmayacak türden...
...
Güçlü ve her alanda kendini gösterebilen bir ülke olması gereken Türkiye için tüm bu yapılanların az bile olduğunu söylersem, lütfen yanlış anlamayın.
Devletin zirvesini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamını her alanda güçlü göstermeyi amaçlayan bu yapı için 'bir bardak suda, fırtına koparmayı' amaçlayan kesimedir sözüm: Piyonluğu bırakıp, bu ülkenin kalkınması için bir tuğla da siz koyun. Zar zor işler hale getirilen dişliler arasına koyacağınız taş olmasın bu...