Şöhret, her zaman göründüğü kadar parlak ve kusursuz değildir. Pek çok zaman sorumluluk ve hassasiyet gerektirir. Ancak, bazı kurumların bu hassasiyet gerektiren durumlarda profesyonellikten saparak, şöhreti kötüye kullandığını görmek üzücüdür. Ferdi Tayfur’a yapılan muamele, bunun en acı örneklerinden biridir.
15 Aralık günü, Marmaris'teki evinde rahatsızlanan Ferdi Tayfur, önce Marmaris'teki bir hastaneye, ardından Muğla'daki başka bir sağlık kuruluşuna sevk edildi. Tedavisi tamamlanan sanatçı, ailesi ve doktorlarının talebi üzerine askeri bir uçakla Antalya’daki Medical Park Hastanesi'ne nakledildi. Burada sinüs ameliyatı geçiren Tayfur’un tedavisi, uzmanlar tarafından sürdürülüyor.
Ancak, bu hassas süreçte kamuoyunun dikkatini çeken, sanatçının sağlığından çok hastanenin reklam çabaları oldu. Sosyal medyada yayılan bir videoda, Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz ile birlikte görünen Ferdi Tayfur, “Sayenizde iyiyim, Allah razı olsun” gibi ifadeler kullanıyor. Ancak bu videoda sanatçının bitkin ve rahatsız hali, büyük bir tepkiye yol açtı.
Bu duyarsızlık nasıl açıklanabilir? Bir halk kahramanı, sanat tarihine adını altın harflerle yazdırmış Ferdi Tayfur, böyle bir şekilde gözler önüne serilmeyi hak ediyor mu? Yıllarca sesiyle ve eserleriyle gönlümüzde taht kuran bir sanatçının bu şekilde, sağlık sürecinde medyanın ve hastanenin ticari çıkarlarına alet edilmesi büyük bir ayıp değil midir?
Hastaneler, şifa yurdu olmalıdır; reklam arenası değil. Hele ki Ferdi Tayfur gibi büyük bir isim söz konusuysa, hem hassasiyet hem de gizlilik ön planda tutulmalıydı. Ancak, sosyal medyada yayılan bu video, adeta “koyun can derdinde, kasap et derdinde” bir tablo çizmiş. Hastane, büyük bir ismin adını kullanarak kendi şöhretine şöhret katmaya çalışmış. Bu video sadece sanatçıya değil, onu seven milyonlara da haksızlık etmiştir.
Ferdi Tayfur’un ailesine soruyoruz: Bu videodan haberiniz var mıydı? Hastaneye sesleniyoruz: Ferdi Tayfur’un mahremiyetini korumak, ona saygı göstermek sizin sorumluluğunuz değil mi? Tayfur’un yorgun ve rahatsız olduğu her halinden belli olan bu görüntüler neden yayımlandı?
Ferdi Tayfur gibi değerlerimiz, hassas dönemlerinde korunmalıdır. Onların eserleri, kültürel mirasımız kadar, kişisel haklarının da korunmasını gerektirir. Bu zor dönemde, ona destek olmak ve yanında olmak zamanıdır. Çıkar güdülmeden, sade ve samimi bir dayanışma ile.
Ferdi Tayfur’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, en kısa zamanda sağlığına kavuşup sevenleriyle buluşmasını temenni ediyoruz. Ancak bu tatsız olay, günümüzde artan etik ihlalleri bir kez daha gözler önüne serdi. Ferdi Tayfur gibi değerlerimizi onurlandıralım ve onları ticari araçların malzemesi yapmayalım. Her sanatçı, kendisini sevenlerin gözünde bir Çırağan Sarayı gibidir ve bu sarayın ihtişamını kimse, hiçbir sebeple lekeleyemez.