Günümüzde birçok insan, kendine uygun olmayan işlerden istifa ediyor. Bu artık oldukça yaygın bir durum.

Ancak sosyal medyada kabin memurluğuna dair paylaşımlar bazen insanları yanıltabiliyor: Uçuş görevlisi olmak bir tatil değil, ciddi sorumluluk isteyen bir meslek.

Dışarıdan bakıldığında çekici görünen bu işin perde arkasında yoğun tempo, yorgunluk, jet lag, düzensiz uyku saatleri ve sürekli değişen zaman dilimlerine adapte olma çabası var. Yolcu olarak sadece bir uçuş sonrası bile kendinizi yorgun hissediyorsanız, kabin ekibinin haftada ortalama 3-4 uçuş yaptığı düşünülmeli. Hem bedenen hem zihnen zinde kalmaları, her an hazır ve dikkatli olmaları gerekiyor.

Uçuş görevlileri, uçağa biniş anından inişe kadar yolcuların emniyetinden sorumlu. Bu nedenle en büyük öncelikleri dinlenmek, sağlıklı kalmak ve her an hazır olmak. Herkesin uyuduğu saatlerde bile onların gözleri açık.

Kimi insanlar bu işi kısa süre sonra bırakıyor. Çünkü her meslek herkese göre değil. Bazıları ofis ortamında uzun yıllar aynı ekipte çalışmaktan keyif alırken, bazıları için kabin memurluğu bir yaşam biçimi haline geliyor. Kimileri içinse bu tempo baş edilemez bir hâl alıyor.

Benim içinse bu meslek tam anlamıyla bir tutku. Yorucu yanları olsa da bedenim ve ruhum bu iş için uygundu ve yine seçme şansım olsa, bu mesleği seçerdim. Havacılık sürekli değişiyor; bazı ayrıcalıklar kayboldu belki ama yerine yenileri geldi. Bu iş sayesinde hem yolcularla hem ekip arkadaşlarımla unutulmaz anılar biriktirdim.

Unutmayın, kimse sevmediği bir işte kalmak zorunda değil. Önemli olan, kendi yolunuzu bilmek ve sizi mutlu edecek mesleği seçmek.

Doğru seçin ve bol şans