Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Gökyüzünde işbirliği

Ben havayolu patronu değilim. Şirket nasıl alınır, nasıl satılır, nasıl ortaklık yapılır bilmem. Ben havayolu şirketi nasıl yönetilir onu da bilmem. Onlarca uçak nasıl planlanır, bunların ekipleri nasıl koordine edilir, sonra da yıl bittiğinde tüm bunlara rağmen nasıl kar edilir hiçbir fikrim yok. Ben sadece bazı konularda fikir yürütebilirim. Yürüttüğüm fikirler de elbette koskoca patron ve CEO'larınkinin yanında kayda değer olmayacaktır. Ama aklıma takılan birkaç soru var.
İki şirket birbiriyle ortaklık yapacağı zaman ya da içlerinden birisi bir diğerini satın alacağı zaman bu nasıl olur? Yani bir ceket bile alırken önce fiyatına sonra modeline bakıyor sonra da bedeninize uyup uymadığını kontrol etmek için üzerinize giyiyorsunuz. Aynanın karşısına geçiyor ve bunun size yakışıp yakışmadığını inceledikten sonra diğer kıyafetlerinizle uyumlu olup olmadığına göre karar veriyorsunuz.
Bir şirket satın alınırken de böyle mi yapılıyor acaba?
Yani o şirketi alacak olan kişi önce fiyatını soruyor sonra da ceketi üzerine giydiği gibi şirketin en ince hesaplarını bile kontrol mü ediyor? Öyle ya; şirketin kendi bünyesine uygun olup olmadığını anlamak için, karlılık, verimlilik, gider gibi kalemlerini, bilânçosunu, mal varlığını incelemesi gerekmiyor mu? Mutlaka gerekiyordur.
Mesela bir şirket uçağını kaça kiralamıştır, yer hizmetleri anlaşmasını kaça yapmıştır, yakıtı kaç liradan alıyordur gibi sorular şirketlerin en mahrem sırlarıdır herhalde. Dolayısıyla bir havayolunu almak isteyen bunları bilmek istemez mi? Bence kesin ister. Çünkü işin gereği ve gerçeği de budur zaten. Peki bu kadar detaya girdikten sonra, yani ceketi üzerine giydikten sonra "Bu bana yakışmadı. Almıyorum" dediğinde ne olur. Yani neticede birbirlerine rakip olan şirketlerden birisi diğerinin tüm sırlarını öğrenmiş demektir. Acaba bu arada diğer şirket de en azından kendisini garantiye almak için hiç lazım olmamasına ve ilgilenmemesine rağmen diğerinin bu detaylarını bir sigorta gibi alır ve kasasında, elinde mi tutar?
Ya da bu gibi anlaşmalar öncesinde bir gizlilik protokolü yapılır ya da inceleyen taraf satın almadan veya birlikte çalışmaktan vazgeçtiğinde şu kadar milyon para mı öder?
Birer sihirli değnekle yönetilen ve o değnekteki sihre göre kar veya zarar eden şirketlerin büyü formülünü birbirlerine açıklamaları ne kadar ticari risk içerir. Bir patron diğerine bu bilgileri verirken uykuları kaçar mı? Diğeri alırken de sevinç ve heyecandan ya da rakibinin yaptığı anlaşmadaki gizli detaylara ulaşmaktan uyuyamaz mı? Süper bir anlaşma olarak gördüğü bilmem ne anlaşmasının aynısının rakibine yüzde 30 daha ucuza yapıldığını gördüğünde hırsından tırnaklarını mı yer?
Bu gibi gelişmeler kamuoyundan nasıl saklanır? Yeri ve zamanı nasıl gelir ve nasıl açıklanır? Böyle bir hisse devri, satın alma, ortak işbirliği olduğunda alan taraf alınan tarafın personeli üzerinde ne gibi yaptırımlara gider. Bunun bir teamülü var mıdır? Yoksa genellikle şirketi satılanlar kendilerini gariban ve öksüz gibi mi hisseder?
Bir gün bir havayolu satın almak elbette bizim göreceğimiz bir rüya değil. Ama yine de böyle bir durumu yaşamayacak olmamız o insanların ne hissettiğini anlamaya çalışmamıza engel değil.
Merak bu; gazetecinin ekmeği.


YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Twitter'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete