First Class’a kim biner?
Türk Hava Yolları'nın First Class'a sahip Boeing 777 tipi uçaklarının ilki geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye geldi. Bu gerçekten güzel bir gelişme. Yakışır aslında ülkemizin bayrak taşıyıcısı şirketine. Hele böyle bir ihtiyaç varsa ve işletilerek buradan ekstra gelir elde edilecekse ne mutlu bize.
Fakat belki de yıllardır söylediğimiz gibi THY'nin maalesef bir pazarlama vizyonu yok. Bu konuda yöneticileri basiretsiz ve beceriksizlikle suçlamak işin kolayına kaçmak olur. Bu gibi kusurların olduğu ise zaten sizin malumunuz değilse de sektörün bilgisi dahilinde. Fakat bu büyüklükte ticari bir hamle yapılırken maalesef doğru düzgün bir fizibilite yapılmadan operasyonun gerçekleştirildiğini de yıllardır yazıyoruz. Elbette benim yazmamla THY vizyon değişimi yapacak değil. Fakat benim sektörün ucunun ucundaki birisi olarak tabiri caizse buz gibi görebildiğim böylesi işleri becerebilmek için insanın başka gerekçeleri olmalı. THY yıllardır politikacıların elinde oyuncak olmuştur. Bunu hepimiz biliriz. Bu durum her dönem böyleydi ve görünen o ki böyle de devam edecek. Tüm hükümetler THY'nin uçak alımlarını ülkenin stratejik ilişkileri bakımından önemli gördüler. Bu nedenle Ulaştırma Bakanlığı yerine kapalı kapılar ardında biraz dışişleri daha çok da başbakan karar verdi kimden ne uçak alınacağına. İşte gördünüz first classa sahip gıcır gıcır uçakların ilki geldi. Peki kim bindi o uçağın ilk first class koltuğuna. Günler sonra uçuş millerini harcamak için kullanan bir yolcu. Ben bu koltuklar kullanılmayacak demiyorum. Ama bu koltuklar için ayrılan yatırım, amortisman, gider bence THY'nin vizyonuyla geri döndürülebilecek bir olgu değil. Kocaman ve köklü bir kültüre sahip olmanın yerçekimi kuvvetiyle hareket ettiğine inandığım Türk Hava Yolları'nın bu ivmeyi krizde kaybedeceği korkusunu ise hep yaşıyorum. Yakıt fiyatları 150 dolar olduğunda "Beni ilgilendirmiyor. Sorun değil" mealinde açıklama yapan bir genel müdürün yönetimindeki hava yolu şirketinin akıbetinden elbette endişe duymak için astronot olmak gerekmiyor. Biraz matematik bilmeniz ve sektörün diğer oyuncularına bakmanız yeterli. Bu first class olayında da işlerin iyi gitmeyeceğine inanıyorum. Ama bu koltuklar için yapılan harcama ve zarar dengeleri bırakın dışarıdan gözükmeyi THY'nin içindeki uzmanlar tarafından bile hesaplanabilir değilken biz sadece yapılan kozmetiğin reklamına takılı kalacağız. Ben böyle yazdıkça önüme THY'nin kar hanelerini açıklayan raporlarını koyanlara da söylemek isterim ki ticaret kar ve zarardan oluşmaz. Zarar etmediğiniz müddetçe her türlü saçmalığı yapma hakkına sahip olduğunuz söylenemez.
Bakan Kotil'le dalga mı geçti?
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TAV'ın 2009 yılı kirasını ödemek için düzenlediği törende THY Genel Müdürü Temel Kotil'le medyanın önünde bir araya geldi. Bildiğiniz gibi THY Ulaştırma Bakanlığı'na sadece mevzuatlar bakımından bağlı, hiyerarşik olarak bağlı değil.
Bu durum aslında bakanlığın çok da hoşuna gitmiyor ama özelleştirme adı altında yıllar önce Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na bağlandıktan sonra bundan vazgeçilse de bir daha kisme THY'yi yeniden bakanlığa bağlayamadı. Her neyse. Asıl konumuz Bakan Bey'in bu görüşmede Genel Müdür Temel Kotil'in gerçekleştirdikleri icraatleri anlatırken verdiği cevap; "Başarılı yöneticiler mizah konusu olur" dedi. Artık terlikle VIP geçişinden sonra bizim gazetede çıkan karikatür için mi böyle söylendi yoksa, Bakan Bey gerçekten safiyene duygularla övmek adına mı bu sözü söyledi bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var ki evde her terlik giydiğimde aklıma sayın Kotil'in geldiği.
Fakat belki de yıllardır söylediğimiz gibi THY'nin maalesef bir pazarlama vizyonu yok. Bu konuda yöneticileri basiretsiz ve beceriksizlikle suçlamak işin kolayına kaçmak olur. Bu gibi kusurların olduğu ise zaten sizin malumunuz değilse de sektörün bilgisi dahilinde. Fakat bu büyüklükte ticari bir hamle yapılırken maalesef doğru düzgün bir fizibilite yapılmadan operasyonun gerçekleştirildiğini de yıllardır yazıyoruz. Elbette benim yazmamla THY vizyon değişimi yapacak değil. Fakat benim sektörün ucunun ucundaki birisi olarak tabiri caizse buz gibi görebildiğim böylesi işleri becerebilmek için insanın başka gerekçeleri olmalı. THY yıllardır politikacıların elinde oyuncak olmuştur. Bunu hepimiz biliriz. Bu durum her dönem böyleydi ve görünen o ki böyle de devam edecek. Tüm hükümetler THY'nin uçak alımlarını ülkenin stratejik ilişkileri bakımından önemli gördüler. Bu nedenle Ulaştırma Bakanlığı yerine kapalı kapılar ardında biraz dışişleri daha çok da başbakan karar verdi kimden ne uçak alınacağına. İşte gördünüz first classa sahip gıcır gıcır uçakların ilki geldi. Peki kim bindi o uçağın ilk first class koltuğuna. Günler sonra uçuş millerini harcamak için kullanan bir yolcu. Ben bu koltuklar kullanılmayacak demiyorum. Ama bu koltuklar için ayrılan yatırım, amortisman, gider bence THY'nin vizyonuyla geri döndürülebilecek bir olgu değil. Kocaman ve köklü bir kültüre sahip olmanın yerçekimi kuvvetiyle hareket ettiğine inandığım Türk Hava Yolları'nın bu ivmeyi krizde kaybedeceği korkusunu ise hep yaşıyorum. Yakıt fiyatları 150 dolar olduğunda "Beni ilgilendirmiyor. Sorun değil" mealinde açıklama yapan bir genel müdürün yönetimindeki hava yolu şirketinin akıbetinden elbette endişe duymak için astronot olmak gerekmiyor. Biraz matematik bilmeniz ve sektörün diğer oyuncularına bakmanız yeterli. Bu first class olayında da işlerin iyi gitmeyeceğine inanıyorum. Ama bu koltuklar için yapılan harcama ve zarar dengeleri bırakın dışarıdan gözükmeyi THY'nin içindeki uzmanlar tarafından bile hesaplanabilir değilken biz sadece yapılan kozmetiğin reklamına takılı kalacağız. Ben böyle yazdıkça önüme THY'nin kar hanelerini açıklayan raporlarını koyanlara da söylemek isterim ki ticaret kar ve zarardan oluşmaz. Zarar etmediğiniz müddetçe her türlü saçmalığı yapma hakkına sahip olduğunuz söylenemez.
Bakan Kotil'le dalga mı geçti?
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TAV'ın 2009 yılı kirasını ödemek için düzenlediği törende THY Genel Müdürü Temel Kotil'le medyanın önünde bir araya geldi. Bildiğiniz gibi THY Ulaştırma Bakanlığı'na sadece mevzuatlar bakımından bağlı, hiyerarşik olarak bağlı değil.
Bu durum aslında bakanlığın çok da hoşuna gitmiyor ama özelleştirme adı altında yıllar önce Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na bağlandıktan sonra bundan vazgeçilse de bir daha kisme THY'yi yeniden bakanlığa bağlayamadı. Her neyse. Asıl konumuz Bakan Bey'in bu görüşmede Genel Müdür Temel Kotil'in gerçekleştirdikleri icraatleri anlatırken verdiği cevap; "Başarılı yöneticiler mizah konusu olur" dedi. Artık terlikle VIP geçişinden sonra bizim gazetede çıkan karikatür için mi böyle söylendi yoksa, Bakan Bey gerçekten safiyene duygularla övmek adına mı bu sözü söyledi bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var ki evde her terlik giydiğimde aklıma sayın Kotil'in geldiği.
