Ulaştırma tam hız
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım sırada demiryolu yatırımı olduğunu söyleyerek gelecekteki 15 yıl içerisinde 20 milyar Euro'luk bir alt yapı yatırımıyla bunun biraz da olsa rahatlatılabileceğini açıkladı.
Cumhuriyet tarihinden bu yana neredeyse çivi çakılmayan demiryolu taşımacılığını yeniden düzenlerken hava ve denizyoluyla entegre etmek de gerekir. Aslında buraya harcanacak kaynağın bunun işletilmesine talip olabilecek muhtemel şirketlerin yatırımıyla pro-aktif bir pazarlama modeli sonrasında verilebilmesi de ne kadar mümkün bakmak gerek. Elbette, milyar Eurolardan bahsedince işletme modeli her ne olursa olsun böyle bir imkan da sınırlı ve zor gözüküyor haliyle.
Bu arada bazı Anadolu meydanlarına takılacak ILS (Aletli İniş Sistemleri) için memnuniyet belirtmekten başka ne yapılabilir ki. Geç bile kalındığını söylesek bu projeye olur vermişlere ayıp eder miyiz acaba?
Havacılık denince hep birlikte önce güvenlik diye haykırırken böylesi bir majör eksikliği yıllardır giderememiş olmak da kimin ayıbı tabi Allah bilir. Uçakların güvenliği diye ortalığı yıkarken havalimanlarımızın içlerinde 30 yıl öncesinin teknolojisini kullananlar olması ne kadar yakışıyor tartışılır. Yine de ILS konusundaki girişimler için şükranları sunmak gerek. Demek ki artık divert eden uçak sayısında ciddi oranda bir azalma olacak.
Aslında elimizde yapılı bulunan fakat bir türlü işletemediğimiz bu kadar küçüklü büyüklü havalimanı varken bunların gelecekte mutlaka kullanılacak olacağını da bilmek gerek. O nedenle belki de küçük birkaç ilave yatırımla bu meydanları cazibe merkezi haline getirip sonrasında küçük ölçekli yolcu uçaklarıyla seferler düzenlenmesi mümkün olabilir.
Bugün yolcusu olmayan değil, yolcusu havalimanına odaklanmış şehrimiz yok ne yazık ki. Yoksa küçük meydanlar arasında makul fiyatlarla yapılacak uçuşlar elbette kısa sürede istenilen doluluğu yakalayacak ve olması gereken kapasiteyi bulacaktır.
Bunun için en başında biraz sıkıntılı dönemler yaşanabilir. Hatta yatırımcı bulmakta da zorlanabilir. Bu işe gönül vermiş birkaç kişinin yapacağı hava taksi taşımacılığıyla birlikte gelecekteki 5-10 yıl içerisinde bu artışın hiçbirimizin tahmin edemeyeceği seviyede gerçekleşeceğine eminim.
Şu anda koltuk konfigürasyonu bakımından henüz kendini rehabilite edememiş olan sivil havacılık sektörü bu tip meydanların açılmasıyla kategorize olacak ve zaman içerisinde de herkes hitap ettiği yolcu ve bölgeyi sahiplenmiş olacaktır.
Bugün, acelesi olanların veya imkan sahiplerinin bile Anadolu'nun çeşitli gelişmiş şehirlerinde böyle bir lüksü bulunmamaktadır. Bugün itibariyle lüks olarak nitelendirebileceğimiz ancak dünya gelişimine ve emsallere bakınca normal bir hak sayılabilecek bu taşıma şekli için de artık temellerin atılması zamanı gelmiştir.
Elbette bunu gerçekleştirmeden hemen önce sivil havacılık kanunlarının yerli yerine oturması ve havacılığın nasıl kontrol edileceğinin en başta devletin ilgili kademeleri tarafından biliniyor olması şarttır. Zaten yeteri kadar havacılığın temellerini en azından sivil havacılık yönetimi açısından bir yerlere oturtamamışken böylesi detaylara kalkışmak denetimsiz ve sonuçları hüsranla bitecek hamleler haline dönüşebilir.