İstanbul depremi korkutuyor, uykuları kaçırıyor
Gönül istiyor ki güzel haberler verelim, güzel konulardan bahsedelim ama kafamızı nereye çevirsek maalesef olumsuz konularla karşılaşıyoruz. Kara gün 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli arka arkaya yürekleri yakan 7,7 ve 7,6 olmak üzere 2 adet deprem oldu. Çok kaybımız var hem maddi hem manevi olarak. Neredeyse memleketi 10 afet ili olan kişilerden cenazesi olmayan yok. Yaraları saralım dedik insanlarımızı taşıdık, yeni yerler bulduk buluşturduk yerleştirdik, istihdam sağlayalım dedik. Ama dün yine yıkımı büyük olan bu kez Hatay merkezli 2 depremle karşı karşıya kaldık. Uzmanlar zaten uzun zamandır Hatay, Adana ve şimdi de Kıbrıs için uyarılarda bulunuyor. 6 Şubat'ta yaşanan depremin enerjisinin buralardan çıkacağını söylüyorlar. Hatay'da gerçekleşen deprem sonra hasarlı olan binalarda yıkılmalar ve enkaz altında kalmalar yine söz konusu oldu. Hayatını kaybedenler, yaralananlar yine oldu. Açıkçası empati yapmak gerekirse çetin soğuk, açlık, parasızlık, işsizlik, para olsa bile parayla satın alınamayan ihtiyaçlar, evlerde kalan yastık altı altınlar, paralar... İnsanların bir şekilde evlerine girme sebepleri vardı ve girdiler. Şimdi ise enkaz altında kurtarılmayı bekliyorlar ya da hayatlarını kaybettiler. Uzmanlar bu depremlerin devamı gelecek diyor lütfen evlerinize girmeyin. Hiçbir şey mal mülk, para pul sizin canınızdan daha kıymetli değil. Hepsi elbet tekrar kazanılır yapılır ama giden can geri gelmiyor.
İstanbul deprem haritası ilçeler 2023
Olan oldu gerçeklerle yüzleşme vaktimiz geldi. Evleri yıkılıp sağ kalan vatandaşlarımız için tüm Türkiye sıcak bir yuva kazandırma yolunda birlik beraberlikle hareket ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşların 1 yıl içinde evlerinin teslim edileceğini dile getirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, konut projesi nerede yapılacak, nasıl yapılacak gibi detayları ara ara paylaşıyor. Bir de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın detaylarını anlattığı "Evim yuvan olsun" projesi var. Türkiye'nin farklı şehirlerine nakiller gerçekleştirildi, çocuklar yeni okullarına kayıtlarını yaptırdı. Yaralarımızı hep birlikte saracağız. Türkiye gerçekten çok güçlü bir memleket ne badireler atlattık, neler yaşadık bugünleri de geride bırakacağız. Bir de işin ciddi bir psikolojik boyutu var, depremi yaşamış, evlerini ailelerini kaybetmiş depremzedelerin yanında İstanbul'da da gece evlerin ışıkları sönmüyor. Deprem bölgesindeki vatandaşlara üzülenler, yediği yemekten içtiği çaydan utananlar var. Bir de İstanbul'da yaşanacak deprem bu gece olursa ne yapacağız diye düşünüp kafasında bin türlü kaçış, kurtuluş senaryosu yazıp uygulamaya vakit bulacak mıyım diye düşünenler var. İstanbul çok köklü yapılara sahip oldukça merkezde kalmış eski semtleri ve binaları olan karmaşık bir şehir. Yeniden yapılandırılması için çok uğraşılıyor, kimi kentsel dönüşüme girmek istemiyor, kimi evinin maddi değeri düşer diye depreme dayanıklılık raporu almayı kabul etmiyor. Günü kurtarmakla olmuyor, geleceğimize sağlıklı bir yerleşim yapılaşması bırakabilmemiz gerekiyor. İstanbul'daki riskli/ riski az olan ilçeler olarak bir rapor hazırlandı. AFAD'ın raporuna göre fay hatları üzerinde bulunan iller risk durumuna göre derecelendirilmiştir. İstanbul 1 ve 2'nci derece riskli iller arasında yer almaktadır. Fay hattı ise Tekirdağ-Şarköy açıklarından Marmara Ereğlisi'nin açıklarına kadar uzanıyor. Ayrıca Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Kumburgaz Kolu'da oldukça risk taşıyor. Kumburgaz Fayı, Büyükçekmece'nin 15 kilometre açığında geçiyor.
İstanbul'daki düşük riskli ilçeler ve semtler; Pendik, Kadıköy, Kartal, Ümraniye, Şile, Üsküdar, Darıca, Erenköy, Çengelköy, Suadiye, Altunizade, Polonezköy, Eminönü, Rumelihisarı, Adalar, Beşiktaş, İçerenköy, Sarıyer, Nişantaşı, İstinye, Gültepe, Kağıthane, Taksim, Arnavutköy, Şişli ve Levent'tir.
İstanbul'daki orta derece riskli ilçe ve semtler; Üsküdar Çukuru, Tarabya Çukuru, Tophane, Çayırbaşı Çukuru, Ortaköy'deki dolgu kısımlar, Kurbağalıdere, Alibeyköy, Moda Sahili, Silivri, Fatih, Gümüşyaka ve Topkapı'dır.
İstanbul'da yüksek derecede deprem riski taşıyan bölgeler ise Zeytinburnu, Küçükçekmece, Florya, Esenkent, Ispartakule, Ambarlı, Avcılar ve Haramidere'dir.
20 yılda Türkiye depreme dayanıklı yerleşim planına kavuşabilir
1999 yılındaki depremden sonra deprem dede Ahmet Mete Işıkara vardı 2013 yılında hayatını kaybetti. O dönem Türkiye halkına depremle ilgili çok akıllıca bilgilendirmeler yapmıştı. Şimdi ise, Prof. Naci Görür var, geçtiğimiz günlerde bir konuşmasına dinledim.
Naci Görür diyor ki:
"Hiç kimse bu ülkede fay tartışması yapmasın. Hiç kimse deprem ne zaman, nerede, ne büyüklükte olacak diye sormasın. Bir şeyi kabul edelim, Türkiye bir deprem ülkesidir. Herhangi bir yerde herhangi bir zamanda binlerce insanımızı bir gecede gömebiliriz. Bu deprem mekanizması 13 milyon sene önce oluştu. Bu dünyanın işleyiş mekanizması milyonlarca sene de devam edecek. E biz nesil olarak eğer burada ırkımızı devam ettireceksek depremi durduramayacağımıza göre yapacağımız tek şey var. O kadar komplike değil, deprem dirençli yerleşim alanlarını yapmak. Bunu da yapmak o kadar kolay ki, ne yapacağız? Bir bakanlık kuracağız, "Afet Bakanlığı" kurduğumuz bu bakanlığa çeşitli bakanlıklara verilen bütçe vereceğiz. Akıllı, çağdaş, bilime uygun bir yapılanma ve liyakatli bir kadro kur. 20 senede tüm Türkiye'yi depreme güvenli hale getirebiliriz. Deprem kuşağındaki kentlerden, yerel yönetimlerle, halkla birlikte, halkı destekleyerek, onları şefkatle kucaklayarak başlayalım çalışmaya"
20 sene uzun ama aynı zamanda kısa bir süre şu an üzerinden 24 sene geçmiş olan 1999 depreminden ders çıkarmış olsaydık bugün 41 binden fazla vatandaşımızı kaybetmiş olmayacaktık.