Sandık başına gitmek; namus borcudur!..
İlginçtir...
7 Haziran seçimlerinde seçmenin verdiği 'uzlaşı' mesajını sadece iktidarın dikkate aldığı görülüyor. Yani; seçmenin net olarak ortaya koyduğu bu mesajı asıl dikkate alması gereken 'muhalefet' yan çiziyor.
Şu ana kadarki gelişmeler bunun en güçlü kanıtı: İktidardaki AK Parti'nin tüm çabalarına rağmen bir koalisyon hükümetinin bile kurulamaması; seçimden günümüze kadar Türkiye'nin kayıplarını oldukça artırdı. Ekonomideki istikrarsızlık, dövizdeki aşırı yükselme, iç güvenlikteki dalgalanmalar, dış dünya ie ilişkilerde sarsılma, ülkemize duyulan güven çizgisinin aşağılara inmesi bunun en güçlü kanıtı.
Tüm bunlara rağmen; muhalefetten 'çıt' çıkmıyor!..
Hatta ve hatta; gelişmelerden memnun olan, bıyık altından tebessüm eden siyasilerin varlığı da bir gerçek...
...
İşi ciddiye alan ve duruşu bozmayan ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu. İç ve dış tüm saldırılara kararlılıkla göğüs geren bu iki liderin duruşu sayesinde, gergin ortam şu aralar biraz olsun yatışmış görünüyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek isteyenlere de, bu istikrarsızlık beklentilerine fırsat vererek terörü kudurtan kan dökücülere de gerekli dersi milletimiz verecek. Bu millet; 7 Haziran'dan bu yana Türkiye'nin birliğini, dirliğini, kardeşliğini savunan AK Parti kadroları ile bunları hedef alanlar arasında net bir ayrım yapacak'' diyor ve ekliyor: ''7 Haziran'da mesajı aldık, başımızın tacı ettik.''
...
Dikkat edin!..
Mesaj alınmış...
Alan kim?
Bütün gücü elinde bulunduran iktidar...
Umursamayan kim?
İktidarı yıkmak için elinden geleni ardına koymayan, 'iktidar olmak için (şüpheli) yırtınan' muhalefet...
Anlayan beri gelsin!..
...
İşte Türkiye'de siyasetin geldiği nokta bu... Seçmenin 'kararını' dikkate almayan bir muhalefetin, ülke yönetiminde ne kadar etkin olacağını bu milletin çok iyi anladığına emin olun. Bunun sonucunu da 1 Kasım'da yapılacak seçimde göreceğiz.
Bunu çok iyi çözmüş olan Başbakan Davutoğlu bakın ne diyor: ''1 Kasım'da bir kere daha milletin, yani sizin dediğiniz olacak. İnanıyorum ki, seçim sandıkları açıldığında milletin sözüne kulak veren ile vermeyen ayrılacak. Millet kendisinin sesine kulak verene desteği verecek. Hükümete iştirak etmekten kaçanlara, sorumluluğu yerine getirmeyenlere millet gerekli cevabı verecek. Bir kere daha istikrar kazanacak, milli irade kazanacak. Milletimiz bütün kaos senaryolarını boşa çıkaracak. Bunlara derslerini verecek.''
...
Değerli okurlar...
İçinde bulunduğumuz coğrafyada meydana gelen ciddi gelişmeleri, ülke içindeki kutuplaşmaları ve rayında giden ekonomik sistemi sekteye uğratma girişimlerini göz önüne alırsak...
1 Kasım'da bizleri ciddi bir sınav bekliyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği için 'sandık' başına gitmek 'namus borcu'dur. Hangi parti olursa olsun; gidip oyumuzu vermek ve hükümetin bir an önce kurulmasını sağlamak zorundayız. Burada dikkat edeceğimiz tek şey; inandığımız ve güvendiğimiz bir partinin tek başına iktidar olmasını sağlamaktır.
Unutmayın!..
İnandığımız ve güvendiğimiz...
Ülkemizin kalkınmasını gerçekleştirecek bir partinin...
Karar sizin!...
