''Tarihi sorumluluk yerine getirilir!..''
Önce Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri; ardından Yemen, Libya ve Maldivler, petrol zengini Katar ile ilişkilerini kestiklerini duyurdular.
Katar'a uçuşlar durduruldu, bazı Mısır bankaları, Katar bankalarıyla para transfer işlemlerini askıya aldı.
Suudi Arabistan'ın resmi haber ajansı SPA'da yayınlanan koalisyon komutanlığı açıklamasında, uluslararası koalisyonun, 'Yemen'de terörizmi güçlendirmesi ve darbeci milislerle ilişkilerinden dolayı' Katar'ın koalisyondan çıkarılmasına karar verdilği kaydedildi.
Bunlar da yetmedi; ABD ve bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeler Katar'ı izole etme yönünde kararlar aldılar.
...
Peki bu ani hareketin asıl sebebi neydi?
Ne olmuştu da; dünyanın en zengin ülkelerinden Katar bir anda gözden çıkarılmıştı?
Bunun bir çok sebebi var da...
Ben Türkiye'yi ilgilendiren yanını ele almak istiyorum. Katar'ın İran ve Türkiye ile olan ilişkileri; gelinen sürecin en önemli nedenlerinden birisi...
...
Basra Körfezi'ndeki karasularında, dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerinin sahibi olan Katar ve İran'ın baskı ile yola getirilmeye çalışılması, Bölge'nin etkin güçlerinden birisi olan Türkiye'yi her zaman rahatsız etmiştir. İran'ın izole edildiği bir dönemde bile elinden gelen yardımı yapmaya çalışan Türkiye, aynı tavrı bu kez de Katar için göstermektedir.
Nitekim bu konudaki en etkin girişimler, ABD ve diğer ülkelerin baskılarına rağmen Türkiye tarafından gelmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada; krizin bir an önce çözülmesi için her türlü yardıma hazır olduklarını dile getirerek ''Kardeş ülke Katar'a her tür yardıma hazırız'' dedi.
Ardından da krizin çözümü için dünya liderleri ile telefon görüşmeleri yaptı.
Bunlar da yetmedi...
Gıda, su, ilaç gibi temel maddeler tırlarla yola çıkarıldı.
Bu kadar mı?
Hayır!..
Daha önceki yıllarda yapılan askeri anlaşmalar devreye sokularak, Katar'a askeri birlik gönderilmesi kararı TBMM'de kabul edildi.
...
Yani...
Yeni Türkiye'nin, yeni Başkanı yine yapacağını yapmış; tüm tehdit baskı ve oyunlara rağmen ülkesinin gücünü ortaya koymuş oldu. Bu insani ve sorumlu devlet adamlığı duruşu, ne yazık ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırmayı görev haline getirmiş olan hastalıklı kesimleri rahatsız etti. Hemen saldırıya geçtiler. Ama yemedi... 'Kahpe Bizans' artıklarının 'Bizans Oyunları' yine tutmadı ve okkalı bir 'Osmanlı Tokadı' daha yediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan; 'Bölge'de bir hareket olacaksa, Türkiye'yi gözardı edemezler. Gereken adım her zaman atılır. Gücümüzü kimse sınamasın' diyor.
Peki rahat duracaklar mı?
Sanmıyorum...
Yeni oyunlar sahneye koymak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar. Bu nedenle el ele verip, dimdik ayakta durmalı; mazlumların yanında yer almalıyız. Bu bizim tarihi bir sorumluluğumuzdur.