Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

En önde durmak

Havayolu şirketi kurmak isteyen biriyle tanıştım geçenlerde.
Havacılıkla ilgili en büyük tecrübesi uçağa binmekten ibaretti. MD dediğim
zaman bana "Motorları kuyruğunda olan uçak değil mi?" diye sordu. Bu bilgi
eksikliğini anlarım elbette. Ama bilgi eksikliğine sahip birisi havayolu
şirketi kurmaya kalktığında biraz şüpheyle yaklaşmak gerek.

Beğendiğim bir tanım vardır havacılıkla ilgili. Derler ki,
"Para kaybetmek istiyorsan kendine bir metres tut. Daha çabuk para kaybetmek
istiyorsan kumar oyna. Çok acelen varsa havayolu kur"

Havacılık sektörünün ne kadar riskli ve dinamik olduğunu,
ticari anlamda birçok bakımdan ayaklarının yere basmadığını anlatan önemli bir
deyim bu aslında.

Ülkemizde havacılık gelişince birçok kişi havayolu sektöründen
para kazanmak istedi elbette. Bu son derece normal bir gelişim. Bu sırada
içlerinde gerçekten bunu becermek için azimli, istekli, bilgi ve beceriye sahip
olanlar olduğu gibi, işten hiç anlamayıp sadece gördüğü kadarıyla işin
içerisine girmek isteyenler de vardı.

Bu iki sınıf şirket arasında net ayrımı yapacak olan da
elbette Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüydü.

SHGM bu çerçevede kimi şirketin yolunu açarken kimisinin de
yolunu kapattı. Yolu kapatılanlar içerisinde haksızlığa uğradığını söyleyenler
olduğu gibi SHGM'nin ilgili birimleri de işlerini yaptıkları için kendilerine
haksızlık yapıldığı fikrini savunuyorlar. Aynı zamanda devlet memuru oldukları
için konuşamadıklarını ve aslında her reddettikleri oluşum için haklı birer
gerekçeleri olduğunu ifade ediyorlar.

Bu ikilem arasında herhangi bir taraf tutacak kadar konuyu
araştırma imkanımız olmadı. Bu nedenle gerek ana sayfadaki haberde gerek ise bu
yorumda neyin yapıldığını okurken neden yapıldığı konusunda biz de sizler gibi
gelişmeleri takip ediyoruz.

Yazının başında söylediğim örneği SHGM'nin reddettiği
katılımcı için mazeret haline getirmemiz tabii ki mümkün değil. Ancak her
reddedilen isteklinin de haklı olduğu sonucunu çıkartmamalıyız. Başta belki de
Türkiye Haberci olarak biz SHGM'nin yaptığı uygulamaların çoğu zaman yanında
olmadık ve bu kurumu en sert eleştirenlerin de başında geldik.

Ancak Türk sivil havacılığının gelişimini isteyen bir
kitlenin aktif üyeleri olarak hiçbir zaman ayakta duramayacağı belli grupların
sektöre girmesini onaylayacak değiliz.

Yakın tarihimiz bize hep batmış şirketleri, havalimanlarında
mağdur olmuş turistleri, hakkını alamamış çalışanları gösteriyor. Bunların
gelişen dünyada yeniden yaşanması demek Türkiye'nin kendi turizmini ve
havacılığını baltalaması anlamına gelir. Gelirinin büyük kısmında turizme bel
bağlamış bir ülke olarak bunu kimsenin kabul etmesi beklenemez.

Havacılığa girecek şirketlerin bu konuda her teknik detayı
bilmeleri elbette gerekmiyor. Ama uçak kiralarken, alırken, planlarken yapılacak
küçücük yanlışlar 10 yıl sonrasının veballeri haline geliyor ve bunu hiçbir
havayolu şirketinin tolare edebilmesi mümkün değil.

O yüzden heyecanlı, istekli ama amatör değil, ayağı yere
basan yatırımcılar olması hepimiz ve en başta kendileri açısından faydalı
olacaktır.


YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Twitter'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete