Yusuf Zengin
Yusuf Zengin

Reklam kirliliğinde havacılık farkı....

Atatürk Havalimanı girişindeki reklam pano, bilboard, ışıklı afiş ve adına her ne deniyorsa üzerine reklam konan, yapıştırılan ve oynatılan her türlü yüksek şeyi getirip buraya koymaya devam ediyorlar. Yakında trafik ışıklarını da bundan yapacaklar. Havalimanı girişine geldiğinizde bir havalimanından daha çok sirke girmek üzere olduğunuzu sanıyorsunuz. İşin garibi buraya reklam vermeye ne kadar çok meraklı firma ve marka varmış bu da bir başka tuhaflık.

Geçtiğimiz günlerde demiştik ki Atatürk Havalimanı terminal içerilerine alınan reklamlara Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından bulunan bu ilginç formül özellikle rakamlar aşağıya çekilerek pazarlanıyor. Reklam ajansları da muhtemelen müşterilerini "Havalimanı içinde olacağınıza kapıda olalım, orada herkes görür" mantığıyla ikna edip 10 lira yerine 8 liraya kiralama yapıyor. Bu hesaba göre güya DHMİ ve reklamcı kazanıyor. Bana sorarsanız DHMİ'nin bu işe ihtiyacı yok. Reklamcı ise bir reklam çöplüğü içerisinde olmaktan öteye ne kazanıyor Allah bilir.

Milyarlarca dolar değerinde ödüllü terminal yapıyorsunuz. Yani tabir yerindeyse süper güzel bir elbise alıp kravat iğnesi konusunda telden maşa takıyorsunuz. Bu güzelim havalimanının girişine bu çöplüğün inşa edilmesinin bence başkaca hiçbir mantığı yoktur. Bu işin nereye varacağını da iyice merak etmeye başladım. Yani sonunda orada adım atacak yer kalmayacak ve bu tuhaf metal ve görüntü yığının içerisinden geçiyor olacağız. Neredeyse polis noktasını bile reklama boğacaklar.

Bir kez söyledik bir daha tekrarlayalım. Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin asli görevi reklamcılık değildir. Yok bunu birisine ihale etti de onlar burada cirit atıyorsa (ki değil cirit atacak, misket oynayacak yer bile yok) o zaman da işin kuralını koyması lazım. DHMİ'nin buradaki asli görevi havalimanını çağdaş ve modern bir görüntüde tutmak ve bunu engelleyecek oluşumun önüne geçmektir. Bir zamanlar bir türlü işletemediği terminallerin özel sektöre geçtiğinde nasıl canlandığını gördük. Elbette, bu arada çalışanların direkt kabahati değil, sistemin şartıydı. Ama o zaman kendi iş alanında sınırlı kalmak gereğini de bilmeleri gerekir diye düşünüyorum.

İlle de fazladan iş yapacak ve biraz daha para kazanacaklarsa şu pistin tamirini biran önce bitirsinler de giden gelen uçak sayısı artsın. Başta İstanbul olmak üzere çeşitli meydanlardaki inşaatlar nedeniyle sınırlı kalan uçuş sayısı yüzünden Türk turizmi bu yıl ciddi yara alabilir. Böyle basit bir detayın altında boğulmanın faturası çıktığında da "Ben reklamdan para kazanmıştım ama" gibi çocukça mazereti kimse dinlemez.

Herkes işine baksın, işini layığıyla yapsın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Haberci'yi instagram'da takip edin Türkiye Haberci'yi Facebook'ta takip edin

TÜRKİYE HABERCİ E-GAZETE

  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete
  • e-gazete

YAZARLAR